03 Haziran 2024

BUDA’DAN SÖZLER

Buda, Budizm ve nirvana, Budizmde ıstırap ve hırs ilişkisi, Budizmde nirvanaya götüren sekiz kollu yol, Siddhattha Gautama Buddha

[UYGULAMAG YAZISI] BUDHA’DAN SÖZLER

BUDHA’DAN SÖZLER

İSTANBUL AGIZI BİÇİMİ TÜRKCE-21 BİÇİMİ
Ruhani bir hayat sürenlerin kaçınmaları gereken iki aşırılık vardır. Ruhani hayat sürenler kaçınmag kerekir iki aşırılık var.

[Ruhani hayat sürenler, iki aşırılıktan kaçınmag kerek.], [Ruhani hayat sürenler, iki aşırılıktan kaçınmalı.]
Bu iki aşırılık nedir? Bu iki aşırılık ne ér?
Biri nefsanî hazlara, haz ve zevklere düşkünlük hayatıdır. Bu, alçak, kaba, ruha zıt, boş bir hayattır. Biri nefsa^ni^ hazlara, hazlara ve zevklere tüşkünlük hayatı. Mun; alçak, kaba, ruha zıt, boş hayat ér.

[ Biri, nefsil hazlara, ...]
Diğeri de çile hayatı. Bu da aşırılıktır ve hazin, fena, boş bir hayattır. Öteki de çile hayatı. Mun da aşırılık ér. Hazin, fena, boş hayat ér än.
Ey Rahipler! Kâmil (olgun, mükemmel), bu aşırılıklardan sakınıp uzaklaşmış, bu iki aşırı yol arasındaki orta yolu (gözleri ve fikri açan yolu) sükûnete, bilgiye, yüksek ilhama (nirvanaya) götüren yolu bulmuştur. Ey rahipler! Kâmil (olgun-mükemmel kişi), mun aşırılıklardan sakınıp uzaklaştı. Mun iki aşırı yoluŋ aradakı orta yolun (közlerin ve fikirin açan yolun) buldu. Sükûnete, bilgiye, yüksek ilhama (nirvanaya) kötüren yolun buldu.
Ey Rahipler, Kâmil'in aşırılıklar ortasında bulduğu, gözleri ve fikri açan, sükûnete, bilgiye, nirvanaya götüren bu yol nedir? Ey rahipler, Kâmil aşırılıklarıŋ ortada buldu mun yol ne? Közlerin ve fikirin açan, sükûnete, bilgiye, nirvanaya kötüren mun yol ne?

Ey rahipler, Kâmil, aşırılıklarıŋ ortada bir yol buldu, mun yol ne?

[Ey rahipler, Kâmil, aşırılıklar ortasıda ...]
Bu sekiz kollu yol şudur: Bu sekiz kollu yol mon ér:
1. Saf iman, 2. Saf irade, 3. Doğru konuşmak, 4. Doğru hareket etmek, 5. Doğru yaşamak, 6. Doğru çalışmak, 7. Doğru fikir, 8. Doğru düşünmektir. 1. Saf iman, 2. Saf irade, 3. Togru konuşmak, 4. Togru hareket etmek, 5. Togru yaşamak, 6. Togru çalışmak, 7. Togru fikir, 8. Togru tüşünmek.
Ey Rahipler! Kâmil'in (kendisinden bahsederken bu kelimeyi daima kullanmıştır) bulduğu, gözleri ve zihni açan sükûnete, bilgiye, yüksek ilhama, nirvanaya götüren 8 yol işte budur. Ey rahipler! Kâmil buldu yol, işte mun ér (kendiyiŋ özden söz eter kän “Kâmil” kelimesiyin hep kullanmış). Közlerin ve zihinin açan; sükûnete, bilgiye, yüksek ilhama, nirvanaya kötüren 8 yol, işte mun ér.

[Kâmilceg bululdu yol, işte mun ér.]
Ey Rahipler, ıstıraba dair mukaddes hakikatler de bunlardır. Ey rahipler, ıstıraba dair mukaddes köniler de monlar:
Doğum ıstıraptır. İhtiyarlık ıstıraptır. Nefret edilenlerle beraber olmak ıstıraptır. Sevilenlerden ayrı olmak ıstıraptır. İstenilen şeyi elde edememek ıstıraptır. Yani bağlanmaktan doğan bu beş şey ıstıraptır. Togum, ıstırap ér. İhtiyarlık, ıstırap ér. Nefret etilenler ile beraber olmak, ıstırap ér. Sevilenlerden ayrı olmak, ıstırap ér. İsteyilen nemeyin elde etememek, ıstırap ér. Yani baglanmaktan togan mun beş neme, ıstırap ér.

[ne+me: şey]
Ey Rahipler! Istırabın kaynağına doğru yüksek hakikat ise şudur: Ey rahipler! Istırabıŋ kaynaka togru yüksek köni de mon ér:
Bu kaynak yaşamak ihtirasıdır ki, zevk ve ihtirasla karışık olduğu hâlde, insanları doğumdan doğuma sürükler, zevke, hayata, değişikliğe, ihtiras gibi şeylerde şurada burada zevkini tatmin ederler. Mun kaynak, yaşamak almırı ér. Yaşamak almırı, zevk ve almır ile karışık olur. İnsanların togumdan toguma sürükler. İnsanlar; zevke, hayata, tegişiklike almır kibi nemelerde, kendileriŋ zevklerin tatmin eter lär, çeşitli yerlerde.

# “İnsanlar, kendileriŋ özlerin” mi tatmin etyir, “yaşamak ihtirası, insanların” mı tatmin etyir?

# “al–/m/(ı)r”: hırs, tamah, ihtiras, azmış almag (/elde etmeg) isteki
Istırabın yok edilmesine dair yüksek hakikat işte şudur: Istırabıŋ yok etilmege dair yüksek köni, işte mon ér:
İsteğin, ihtirasın yokluğu, varlık isteğinin tamamıyla mahvedilmesi, arzuyu bırakma, ondan ayrılma, mahvetme, isteği terk etmektir. İstekiŋ-almırıŋ yokluk, varlık istekiyiŋ tümden mahvetilmeg, arzuyun bırakmag, arzudan ayrılmag, arzuyun mahvetmeg, istekin terk etmek.

# “istek” olmaz ése; “istekin elde etememekten togcak acıg” da olmaz.

# “acı–”: acımak, agrımak
# “acı–g”: acımag, agrı–g, elem, sızı, acıyış

Ey Rahipler! Istırabı ortadan kaldırmaya götüren yola dair yüksek hakikat şudur: Ey rahipler! Istırabın ortadan kalkırmaga kötüren yola dair yüksek köni mon ér:
Saf iman, saf irade, doğru konuşmak, doğru yaşamak, doğru çalışmak, doğru fikir, doğru düşünmektir. Saf iman, saf irade, togru konuşmak, togru yaşamak, togru çalışmak, togru fikir, togru tüşünmek.
İşte Ey Rahipler, şimdiye kadar hiç kimsenin bilmediği bütün bu fikirler üzerine gözlerim ve fikrim açıldı. İşte ey rahipler! Şimdiye kadar, neŋneŋ kişiler, mun fikirlerin bilmez édi. Beniŋ közler ymä beniŋ fikir ymä bütün mun fikirleriŋ üzere (/üste) açındı.
Bilgi, marifet ve sezişe nail oldum. Bilgiye, marifete, sezişe erdi män.
Istıraba dair bu hakikat anlaşılmalıdır. Istıraba dair mun köni, anlaşılmalı.
Ben bu hakikatleri işte anlamış bulunuyorum. İşte ben, mun könilerin anlamış bulunyur män.
Talebeler, bu elimdeki Sinsapa yapraklarının mı yoksa etrafımdaki Sinsapa Ormanındaki bütün yaprakların mı daha çok olduğunu zannediyorsunuz? Talebeler! Beniŋ eldeki bu Sinsapa yaprakları mı daha çok, beniŋ etraftakı Sinsapa ormanıdakı bütün yapraklar mı daha çok? Siziŋ mun konudakı sangılar ne?
İşte Ey Talebeler! Size bildirdiklerime nazaran, bildirmediklerim, sakladıklarım bu ormanda bulunan yapraklar gibi daha çoktur. İşte ey talebeler! Size bildirdi män nemelere köre bildirmeyip sakladı män nemeler, bu ormanda bulunan yapraklar kibi daha çok ér.
Ey Talebeler! Bunu size niçin bildirdim? Çünkü talebeler, bunun size hiçbir faydası olmaz. Ey talebeler! Oların size nege bildirmedi män? Çünkü talebeler, olardan size neŋ fayda olmaz.
Çünkü bu sizi kutluluk yolunda ilerletmez. Çünkü olar sizin, kutluluk yoluda ilerletmez.
Çünkü bu sizi dünyaya ait şeylerden uzaklaşmaya, isteği mahvetmeye, faniliğin önüne geçmeye, barışa, bilgiye, ilhama, nirvanaya götürmez. Çünkü olar sizin, dünyaya ait nemelerden uzaklaşmaga kötürmez. Olar sizin; istekin mahvetmege, fanilikiŋ öne keçmege, barışa, bilgiye, ilhama, nirvanaya kötürmez.
Bunları size bildirmediğimin sebebi işte budur. Oların size bildirmedi män. Sebeb, işte mun ér.
Ey Talebeler! Size bildirdiğim şeyler nelerdir? Ey talebeler! Size bildirdi män nemeler neler?
Size bildirdiklerim, ıstırabın ne olduğu hakikatidir. Size bildirdi män nemeler, “ıstırap ne” könisi ér.
Size bildirdiğim, ıstırabın kaynağı idi. Size bildirdi män nemeler, ıstırabıŋ kaynak édi.
Size bildirdiğim, ıstırabın yok edilmesiydi. Size bildirdi män nemeler, ıstırabıŋ yok etilmeg édi.
Size bildirdiğim, ıstırabı yok etmeye götüren yoldu. Size bildirdi män nemeler, ıstırabın yok etmege kötüren yol édi.
Ey Talebeler! Varlıkların tenasühünün (Samsara dedikleri cesetten cesede geçmenin) kaynağı ezeliyete dayanır. Ey talebeler! Varlıklarıŋ tenasühüŋ (samsara, cesetten cesete keçmek) kaynak, ezeliyete tayanır.
Bunun içindir ki, cehalete dalmış, yaşamak hırsıyla zincirlenmiş varlıkların gelişigüzel cesetten cesede dolaşmaya başladıkları başlangıcı keşfetmek mümkün değildir. Bu yüzden; cehalete talmış, yaşamak hırsı ile zincirlenmiş varlıklar, yolkumsul biçimde, cesetten cesete tolaşmaga ne zaman başladı? Munun keşfetmek mümkün olmaz.

# “yol+k–(u)m+(s)(u)l”: rastlantısal
# “yol+k–(u)m”: rastlantı
# “yol+k–”: rastlamak, karşılaşmak
# “yol”: yol, yürüyümlük, cadde

Bu uzun asırlarda bu uzun felâketlere düşerken gözyaşlarını sizler de daha ziyade akıtmış iken, bu uzun seyahatte cesetten cesete dolaşıyor, sevdiklerinizden mahrum, nefret ettiklerinizle birleştiğiniz için ağlıyorsunuz. Mun uzun asırlarda, uzun felâketlere tüşer séz. Çok köz yaşları akıtır séz. Mun uzun seyahatte cesetten cesete tolaşyır séz. Sever séz nemelerden mahrum kalır séz. Nefret eter séz nemeler ile birleşir séz. Munlar için aglayır séz.
Dört büyük ummanda sizlerin döktüğünüz gözyaşları kadar su yoktur. Sizler töktü köz yaşları kadar su, tört büyük ummanda yok.

Töktü séz köz yaşları kadar su, tört büyük ummanda yok.
Hepsi Jiva adını taşıyan 80.000 genç kız, burada, yakma yerinde yanmıştır. Hepsi Jiva adıyın taşıyan seksenbin kenç kız, burada, yakmag yeride yanmış ér.

[Hepsi Jiva adlı seksenbin kenç kız, burada, yakmag yeride yanmış ér.]
Bunlar arasında hangi Jiva için ağlıyorsun? Munlar arasıda, hängi Jiva için aglayır sän?
[Munlardan hängi Jiva için aglayır sän?]
Istırap, başlıca doğum, ihtiyarlık, ölüm şeklinde gözükmektedir. Istırap, başlıca; togum, ihtiyarlık, ölüm şekilleride közükür.
Ey Talebeler, şayet bu dünyada üç şey olmasaydı, kâmil, mukaddes, yüksek olan Buda zuhur etmeyecekti. Ey talebeler! Bu dünyada üç neme olmasa édi; kâmil, mukaddes, yüksek Budha; belirmecek édi.
Kâmilin ilân ettiği mezhep ve kaide bu dünyada parlamayacaktır.
Kâmil ilân etti mezhep ve kaide, bu dünyada parlamacak édi.

[Kâmil’ceg ilân etildi mezhep ve kaide, bu dünyada parlamacak édi.]
Bu üç şey nedir? Bunlar, doğum, ihtiyarlık ve ölümdür. Mun üç neme ne ér? Munlar; togum, ihtiyarlık, ölüm ér.
Ey Rahipler, ıstırabın kaynağına dair yüksek hakikat budur. Ey rahipler, ıstırabıŋ kaynaka dair yüksek köni mun ér.
Bu kaynak yaşamak ihtirasıdır ki, zevk ve ihtirasla karışık olduğu hâlde, insanları doğumdan doğuma sürükler. Mun kaynak, yaşamak almırı ér. Yaşamak almırı; zevk ve almır ile karışık olur, insanların togumdan toguma sürükler.
İhtiras gibi şeylerde ve şurada burada zevkini tatmin eder. Almır kibi nemelerde ve şurada burada, kendiyiŋ zevkin tatmin eter.
İşte Ey Rahipler, ıstırabı yok etmeye dair olan yüksek hakikat şudur: İşte ey rahipler! Istırabın yok etmege dair yüksek köni mon ér:
İhtirasın yokluğu, varlık ihtirasının tamamıyla mahvedilmesi, ihtirası bırakmak, istekten ayrılmak, mahvetmek, ihtirası ve isteği terk etmektir. Almır yokluku, varlık almırıyıŋ tümden mahvetilmeg, almırın bırakmak, istekten ayrılmak, istekin mahvetmek, almırın ve istekin terk etmek.
Ey Talebeler! Mezhebi ve feragati, hikmeti bilen bir rahip, kendi kendisine böyle düşünmüş olabilir: Ey talebeler! Mezhebin, feragatin, hikmetin bilen neŋ rahip, kendi kendiye monca tüşünmüş olabilir:
Ölüm hâlinde bedenimin yok olduğunda, kuvvetli bir hanedan ailesinde tekrar doğmanın bana nasip olmasını dileyebilir miyim? “Ölüm turumuda, bedenim yok olunca, kuvvetli neŋ hanedan aileside tekrar togmag, bene nasip olabilir mi? Munuŋ bene nasip olmagın, tileyebilir (umabilir) mi män?”

[Ölüm turumuda, bedenim yok oldu écek. Kän kuvvetli neŋ hanedan ...]

[Öldü écek män kän, bedenim yok oldu écek kän, ]
Bunları düşünüyor. Munların tüşünyür.
Bu fikirler üzerinde duruyor. Mun fikirleriŋ üzerde turyur.
Beslediği bu fikirlerdir. Besler än fikirler, mun fikirler ér.

[Mun fikirlerin besler.]
Şuuraltında ve şuur üstünde devamlı olarak bu imajları, bu meydana gelişleri şekillendirip, büyütüyor. Kendiyiŋ şuur altıda ve kendiyiŋ şuur üstüde, devamlı olarak; mun imajların, mun meydana kelişlerin şekillendirip büyütyür.

[Kendiyiŋ alt şuurda ve kendiyiŋ üst şuurda, devamlı olarak; ...]
Bunlara şekil veriyor ve formpanseler (düşünce şekilleri) oluşturuyor. Munlara şekil veryir ve formpanseler (tüşünce şekilleri) oluşturyur.
Bu suretle beslediği ve teşvik ettiği bu sansaralar (tahayyüller) ve bu eğilimler onu şu veya bu varlıkla tekrar doğmaya götürür. Mun surette besledi än ve teşvik etti än mun sansaralar (tüşlemegler) ve mun egilimler, änin şu veya bu varlık ile tekrar togmaga kötürür.

Bu surette sansaralar (tüşlemegler) ve egilimler besler ve teşvik eter. Mun, änin, şu veya bu varlık ile tekrar togmaga kötürür.
Ey Talebeler! Böyle bir varlıkla doğmaya götüren yol işte böyledir. Ey talebeler! Şu veya bu varlık ile togmaga kötüren yol, işte munca ér.
Bu bakımdan hiçbir kimseye kabahat bulmamalıdır. Bu bakımdan neŋ kişiye kabahat bululmamalı.
Hayatımız tamamen kendi zihnimizin bir teşekkülüdür. Bizleriŋ hayatlar, tamamen bizleriŋ zihinlerden oluşumlar ér.

Bizleriŋ hayatların, bizleriŋ zihinler oluşturur.
Kendimizin şekillendirmesidir. (Tek tek hepsi) bizleriŋ öz şekillendirmegler ér.
“maximumbilgi.com, Budizm ve Nirvana.pdf”den derlem (2010 yılıdan önce) Türkçe-21 Biçimi: Türkçe-21 Sitesi

# İstanbul Agızı’da “Buda” olarak kullanılan “Siddhattha Gautama Buddha”yın belirten ad;
Türkçe-21 Biçimi’de, “Budha” ér. (“bu” kelimesiyiŋ bulunmag turumu çekimi “bu-da” ile karışmasın tiyin)

# Big-Bang teorisiye köre; madde/evren, ezelî (başlangıçsız, eksi sonsuzdan beri var) émez.

Türkçe-21 Sitesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder