01 Haziran 2024

KURAL DIŞI ÇEKİMLER, KURAL DIŞI YAPIMLAR

eş seslilik, istisna haller, iyelik eki yeriye iyelik zamiri kullanmak, kural dışı çekimler, kural dışı yapımlar, sesteşlik, yardımcı ses yığılması

TÜRKÇE211 [04] KURAL TIŞI ÇEKİMLER VE YAPIMLAR

KURAL TIŞI ÇEKİMLER, KURAL TIŞI YAPIMLAR
1. KURAL TIŞI ÇEKİMLER

“Y” İLE BİTEN İSİMLER VE TURUM EKLERİ

Türkçe-21 Biçimi’de, munlarıŋ turum çekimleri, kerekli turumlarda, “ünlü ile biten isimler” kibi yapılabilir.
Kib “atay” kelimesiye bakalım:

ata
atay
“Ali, ata-(y)a önem verir” “Ali, atay-(y)a önem verir”
“Ali, ata-(y)ın sever” “Ali, atay-(y)ın sever”
“Ali, ata-(y)ıŋ kıymetin bilir” “Ali, atay-(y)ıŋ kıymetin bilir”
“Ali, ata-da fazilet körür” “Ali, atay-da fazilet körür”
“Ali, ata-dan ögüt alır” “Ali, atay-dan ögüt alır”

• “y” ile biten kelimeyiŋ sondakı “y” atılıp bakılır. Başka bir isim ortaya çıkyır ése, turum çekimleri, “atay” kelimesiyiŋ çekimler kibi yapılır.

Kib “ney” kelimesideki “y” atılır ése, “ne” kelimesi ortaya çıkar. Mundun “ney” kelimesiyiŋ turum çekimleri, monca olur; “ney-(y)e, ney-(y)in, ney-(y)iŋ, ney-de, ney-den”.

Kib “şey” kelimesideki “y”yi atalım; “şe” kalır. Fakat “şe” tiye isim yok. Mundun “şey” kelimesiyiŋ turum çekimleri, monca olabilir; “şey-e, şey-in, şey-iŋ, şey-de, şey-den”.
TATIR ; TATAR

Türkçe-21 Biçimi’de, “tat—” fiiliyiŋ keniş zaman çekimi; “tat—(ı)r” ér. [“tat—(a)r” veya “tad—(a)r” émez]

İSTANBUL AGIZI BİÇİMİ TÜRKÇE-21 BİÇİMİ
“tatar” (bir Türk boyu) “tatar” (bir Türk boyu)


“tat—” (tatmak) “tat—” (tatmak)
“tad—(a)r” (geniş zaman çekimi) “tat—(ı)r” (keniş zaman çekimi)
“tat—tır—” (faktitif biçimi) “tat—tır—” (faktitif biçimi)
“tat” (dildeki duyum) “tat—(ı)g” (tildeki tuyum)
“tat+lı (“acı” karşıtı)
“tat—(ı)g+lı” (“acıg” karşıtı)


“tat” (dilsiz, konuşamaz) “tat” (tilsiz, konuşamaz)
“tatak” (?) “tat+(a)k” veya “tat+a—k” (normal konuşamayan, kekeme veya pepe) [yerel agızlardan]

# “tat—(ı)r” biçimiye; “kural tışı” temek yeriye, “alışılmıştan farklı” temek de mümkün ér.
# Munuŋ keniş zaman çekimi, “tat—(y)(a)r” da olur. Şimdiki zaman çekimi, “tat—yır” olur.
# Kerekli turumlarda, başka istisnalar da olabilir.

2. KURAL TIŞI YAPIMLAR

SU

“Su” kelimesi ile biten ad tamlamaglarıda, kural tışılıklar körülebilir;
“meyve su-(s)u” yeriye “meyve su-(y)u” kibi.
KİMİ AD TAMLAMAGI SESTEŞLİKLERİ

“s” ile biten kelimeyiŋ sondakı “s” atılıp bakılır. Başka bir isim ortaya çıkyır ése, ad tamlamagı yapmag ekiyiŋ “-(s)ı, -(s)i, -(s)u, -(s)ü” biçimi kullanılır.

Kib “kümes” kelimesideki “s” atılır ése, “küme” kelimesi ortaya çıkar. Mundun, munlar ile yapılan tamlamaglar, monca olur; “tavuk kümes-(s)i · tavuk küme-(s)i”.

Benzer şekilde; “Afrika elmas-(s)ı · Afrika elma-(s)ı”, “Türk süs-(s)ü · Türk sü-(s)ü” kibi.

# “süs”: motif, bezek · “sü”: 1) asker 2) ordu.

“Bu yapıda, Türk süssü (motifi) var.”, “Bu yapıda, Türk süsü (askeri) var.”
“Türgiş kagan süssü, köz alıcı édi.”, “Türgiş kagan süsü, bora kibi keldi.”

“Türgiş kaganıŋ süs, köz alıcı édi.”, “Türgiş kaganıŋ sü, bora kibi keldi.” de olabilir lär. Fakat
“Bu yapıda, Türk’üŋ süs var.”, “Bu yapıda, Türk’üŋ sü var.” olmaz lär (kusurlu anlatımlar olur lär).

# Ayrıca “olardan hep-(s)i”, “acımag his-(s)i” kibi fazladan “s” kullanımları da var.

acın— ; açın—

aç+ : aç (“tok” karşıtı)
aç+(ı)k— : aç biçime tönüşmek



ac+ı—
: 1. elemli-agrılı olmak, “beniŋ el acıyır”; 2. elem-agrı verici olmak, “peynir acımış”; 3. +e merhamet etmek, +e merhamet hissetmek, “ihtiyar yalnız kadına acıdı män”.
ac+ı—g : 1. elem, agrı, “beniŋ eldeki acıg, benin uyutmadı”; 2. elem-agrı verici, “acıg biber”, “acıg söz”, “ayrılık acıgı”; mec. şiddetli, pek, “acıg kuvvet”.
ac+ı—n—
:
acınmak [“ac+ı—” fiiliyiŋ tönüşlü biçim]
ac+ı—(y)ıl—
:
acıyılmak, acımak eylemiye konu olmak [“ac+ı—” fiiliyiŋ etilgen-pasif biçim]



ac+ı—gsı—
:
merhamet etmek, biri için acıg hissetmek. “İhtiyar yalnız kadına, acıgsıdı män.”
ac+ı—gsı—g :
merhamet
ac+ı—gsı—g-(a)ŋ
:
merhamete lâyık
ac+ı—gsı—g+lı :
merhametli, merhametli şekilde (tavranış, tutum, turuş)
ac+ı—gsı—g+lıg :
merhamet sahibi, äniŋ karakter merhametli, merhametli karakterli
ac+ı—gsı—t—
:
merhamet ettirmek, merhamet hissettirmek “İhtiyar yalnız kadın, herkese acıgsıttı”
ac+ı—gsı—t—an
:
merhamet ettiren, merhamet hissettiren



aç— : açmak (“kapamak” karşıtı)
aç—(ı)k : açık (“kapalı” karşıtı)
aç—ı : açı (kesişen iki togru arasıdakı açıklık veya kesişen iki tüzlem arasıdakı açıklık)
aç—(ı)n—
:
açınmak [“aç—” fiiliyiŋ tönüşlü biçim]
aç—ıl—
:
açılmak [“aç—” fiiliyiŋ etilgen-pasif biçim]

# “acı—” fiiliyiŋ yapı, monca ér ärinç; “aç+ı—” (aç kişiceg hissetilen hisse benzer his olmak; ç → c).

“Ol tiş hekimi, tiş tolgusuyun acıgsız yapar.” (elem-agrı vermez)
“Ol tiş hekimi, tiş tolgusuyun acıgsıgsız yapar.” (merhamet etmez)

“Ol tiş hekimi, tiş tolgusu yapar kän, hastaya acıg tuyundurmaz.”
“Tiş tolgusu yapılır kän, ol tiş hekimiyiŋ hasta, acıg tuyunmaz.”
“Ol tiş hekimi, tiş tolgusu yapar kän, hastaya acıgsımaz.”


# Kerekli başka turumlarda da istisnalar olabilir.
kece ; keçe

“keç” (“erken” karşıtı) → “kec+e” (tün; ç → c)
# 700’lü yıllarda, “kiç” → “kiçä” édi.

İstanbul Agızı’da : “geç” (“erken” karşıtı) “geç+e” “gece” (tün)
Türkçe-21 Biçimi’de : “keç” (“erken” karşıtı) “keç+e” “kece” (tün)

keç+ : keç (“erken” karşıtı) [İstanbul Agızı’da “geç”]
keç+(i)k— : keçikmek, keç kalmak [İstanbul Agızı’da “gecik—mek, geç kalmak”]
kec+e : tün [İstanbul Agızı’da “gece, tün”]
kec+e+le— : tün boyu orada olmak, kecelemek [İstanbul Agızı’da “gecele—mek”]



keç— : keçmek [İstanbul Agızı’da “geç—mek”]
keç—e : keçe (kaba kumaş, iç içe keçiştirilmiş yün veya pamuk) [İstanbul Agızı’da da “keçe”]
keç—e+le—
:
keçe ile kaplamak, keçelemek

Ayrıca “keç—e” (2): keçer kän, keçti kän;
“12’yin 5 keçe, parkta buluşalım”. [İstanbul Agızı’da “geçe”]

# Kerekli turumlarda, başka istisnalar da olabilir.
Türkçe-21 Sitesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder