01 Haziran 2024

VASITA HALİ, YÖN HALİ

vasıta hali eki, yön hali eki

TÜRKÇE211 [17] VASITA HALİ - YÖN HALİ

VASITA HALİ - YÖN HALİ

   VASITA HALİ
   YÖN HALİ
   “Yön Hali + Vasıta Hali”

VASITA HALİ

Vasıta Hali
184. +n; +ın, +in; n ağzında bazen +an, +än ve yuvarlak ünlülerden sonra yer yer +un, +ün olur. Kitabeler, ekseriya, vasıta ekini, ünlüsüz yazarlar.
  yadag+(ı)n (yadak+’tan) “yaya”; bärgä+n; küri+n”.
  arıg+ın; öz+in; ot+ın (TTI 194)
  äsrük+ün (MI 6, 16); öd+ün (daima dudak uyumuna girer); ögrünç+ün (TTII A66).
  tämir+än (MI 8, II).
——————————
203. (...) üç küzät ödün (TTV A99) “üçüncü gece nöbeti”, bunun yanında: bişinç küzädtä (Ht Y8, 24) “beşinci nöbette”.

232. (...) atıŋ ata—yu, kut kıw özin kälti (TTI 116) “adını çağırınca, saadet kendisi(yle) geldi”; (...)

340. (...) bodunıŋa käl—ipän, nom törü urdı “milletine gelip, kanun koydu”. (...)

386. +ın: ötükän ir+in kışladım (R 07) “Ötüken’in kuzeyinde kışladım”; öz+in söndi (TTI 5) “kendi söndü”; tämir+än itil— (MI 8,11) “demirden yapılmak”. (...)

EKLER (...) 38. (...) kälipän+in... tutupan+ın... tiyür “geldiğini... tuttuğunu söyler”.
——————————
adak, yadak ayak
yad— yaymak
yadak bk. adak
yadag+ın yayan

arı— temizlenmek
arıg arı, temiz, saf, mukaddes
arıgsız kir
arıt— temizlemek
arıtı olumsuzun kuvvetlendiricisi

äsrük sarhoş, sarhoşluk

nämän nasıl

äŋ bk. en, pek (çok)
aŋ (äŋ?) en, pek (çok)
aŋmıntın hattâ

bärgä bk. birgä
bärkä bk. birgä
birgä, bärgä, bärkä kamış, çubuk

bir, pir (br.) bir
birgärü beraber [Sözlük Bölümü]

yir, yır, yırı, ir orada, solda, kuzey
yir, yer (br.) yer

ESKİ TÜRKÇENİN GRAMERİ, A. VON GABAIN, Çeviren: MEHMET AKALIN, TDK Yayınları

Türkçe-21 Biçimi’ye köre, vasıta hali eki: “-n ; -(a)n, -(e)n ; -(ı)n, -(i)n, -(u)n, -(ü)n”

“yardımcı y” alabilir; “-(y)(a)n, -(y)(e)n ; -(y)(ı)n, -(y)(i)n, -(y)(u)n, -(y)(ü)n”.
“m” ilen kenişleyebilir; -(m)(a)n, -(m)(e)n ; -(m)(ı)n, -(m)(i)n, -(m)(u)n, -(m)(ü)n”.

Vasıta hali eki, anlam belirsizliki togan turumlarda, mon eklerden “kaçar”:
“-ın, -in, -un, -ün ; -(y)ın, -(y)in, -(y)un, -(y)ün” ...... : yüklemeg turumu eki
“-an, -en ; -(y)an, -(y)en” [yaz-an, yaz-ma-(y)an] ...
: fiilden isim yapan ek
“-(m)an, -(m)en” [yaz-man, ögret-men] ................
: fiilden isim yapan ek

• “-(ı)n, -(i)n, -(u)n, -(ü)n ; -(y)(ı)n, -(y)(i)n, -(y)(u)n, -(y)(ü)n” biçimleri, “yüklemeg turumu eki” ile sesteş ér. Mundun mun biçimler, istisna olarak birkaç kelimede körülür; “yaz-(ı)n, kış-(ı)n, bahar-(ı)n, küz-(ü)n” kibi. Kerekli turumlarda, munuŋ “m” ilen kenişlemiş biçimler kullanılır; “-(m)(ı)n, -(m)(i)n, -(m)(u)n, -(m)(ü)n”.

• “-(a)n, -(e)n ; -(y)(a)n, -(y)(e)n” biçimi, fiilden isim yapan “-an, -en ; -(y)an, -(y)en” eki ile sesteş ér. Mun sesteşlik, kenel olarak, anlam belirsizlikleriye neden olmaz. Çünkü “vasıta hali eki”, isimlere kelir. Yine de kerekli olur ése, “-(m)(ı)n, -(m)(i)n, -(m)(u)n, -(m)(ü)n” biçimi kullanılır.

Kib mon cümlelerde belirsizlik yok; “Taşan sular, kentin bastı.”, “Cevizin taşan kırdı män”. Yine de kerekli olur ése “Cevizin taşmın kırdı män” ymä olabilir.

Türkçe-21 Biçimi’de, vasıta hali eki için, uygulamagda öncelik sırası monca ér:
1. “-n ; -(a)n, -(e)n” , “-(y)(a)n, -(y)(e)n”, “-(m)(a)n, -(m)(e)n”.
2. -(m)(ı)n, -(m)(i)n, -(m)(u)n, -(m)(ü)n”.
3. “-(ı)n, -(i)n, -(u)n, -(ü)n”, “-(y)(ı)n, -(y)(i)n, -(y)(u)n, -(y)(ü)n”. [seyrek]
Vasıta hali eki; “sonuça vasıta olan, sonuçun ortaya çıkaran, sonuçun saglayan, sonuça etki eten şey”in belirtir. Mun “şey”; “nesne veya olgu veya ortam” olabilir.

“Okuldan bisiklet-(e)n keldi män.”
:
“Okuldan kelmeg” sonuçuya vasıta olan şey; “bisiklet” ér.
“Okuldan yaya-n keldi män.”
:
“Okuldan kelmeg” sonuçuya vasıta olan şey; “yaya olmag” ér.
“Ova-(y)(a)n kışladı män.”
:
“Kışlamag” sonuçuya vasıta olan şey; “ova” ér.

“Ötüken yır-ı”: Ötüken kuzey-i [ad tamlamagı], Ötüken’iŋ kuzey.
“üç közet öd-ü”: üç nöbet zaman-ı (kadar süre) [ad tamlamagı].

“Ötüken yırı+n, kışladı män.” “Kışlamag”a Ötüken kuzeyi vasıta (vesile, saglayıcı, imkân veren) oldu.
“Öz-(e)n söndü.” “Sönmeg”e, başka vasıta (etken) yok édi; kendi kendiye söndü.
“Temir+(e)n etilmiş.” Temir vasıtası ilen etilmiş/yapılmış; temir kullanımı ilen etilmiş/yapılmış.
“Üç közet ödü+n bekledi.” Üç nöbet zamanı kadar süre, “bekleyiş”e ortam oldu. (Mun anlatım, monca da olabilir; “Üç közet ödü kadar bekledi.”)

• Fiillere, isim biçimiye ketiren eklerden sonra kelir lär, togal olarak;
“—ıp+(a)n, —ip+(e)n, —up+(a)n, —üp+(e)n” kibi.

Mun ek birleşimi, “—mag+(a)n, —meg+(e)n” anlamda kullanılmış kibi körünyür;
“Kendiyiŋ millete kel—ip+(e)n kanun koydu.” = “Kendiyiŋ millete kel—meg+(e)n kanun koydu.” kibi.

# Kendiyiŋ millete, kendiyiŋ kanun (kural, ilke, prensip) koymag, “kendiyiŋ kelmeg”den sonra olmuş. Mundun, “äniŋ kelmeg”, äniŋ kanun koymaga, vasıta (vesile, araç, aracı, sebeb) olmuş kibi anlatım yapılmış.

Mun anlatım, Türkçe-21 Biçimi’ye köre, monca da olur;
“Kendiyiŋ millete keldi, kural koydu.” veya “Kendiyiŋ millete keldi. Ulayı kural koydu.” kibi.

# “Kendiyiŋ millete kelipen kanun koydu” yeriye; “Kendiyiŋ millete kelip kanun koydu” temek yeterli mi?
# Herhängi bir anlam, birkaç farklı şekilde anlatılabilir.

ÖRNEKLER [Türkçe-21 Biçimi’ye köre]

# arı– (temiz olmak), arı–n– (temizlenmek), arı–t– (temizlemek), arı–g (temiz olan, temiz; temiz olmag turumu, temizlik), arı–g–sız (temiz olmayan, kirli; temiz olmag turumu olmayan, äniŋ temiz vasfı yok, kir).

arıg+(a)n temizlemek ilen, temizleyerek, temiz biçimde
arın–ıp+(a)n temizlenmek ilen, temizlenerek, temizlenip sonra
berge+n kamış vasıtası ile, kamış ilen, kamış kullanarak [veya “berge+(ye)n”]
esrik+(e)n sarhoşluk vasıtası ile, sarhoşluk turumudan kaynaklanarak
kel–ip+(e)n kelerek, kelmek sureti ile, kelip sonra
küç+(e)n küç ilen, küç kullanarak
kür+(e)n hile ilen, hile yaparak
küri+n kile (ölçüsü) vasıtası ile, kile ilen, kile ölçüsü ilen [veya “küri+(ye)n”]
ne+(m)(e)n
ne vasıtası ile? ne şekilde? ne biçim? nasıl?
od+(a)n ateş vasıtası ile, ateş kullanarak [veya “od-(ma)n”]
ot+(a)n ot vasıtası ile, ot kullanarak, ot etkisi ile [veya “ot-(ma)n”]
öd+(e)n zaman vasıtası ile, zaman etkisi ile [veya “öd-(m)(e)n”]
ögrünç+(e)n sevinç vasıtası ile, sevinç sebebi ile, sevinçli biçimde
öz+(e)n
öz/kendi vasıtası ile, kendi kendiye, bizzat [veya “öz+(me)n”]
temir+(e)n temir vasıtası ile, temir kullanarak, temirden, temir ilen
tut–up+(a)n tutarak, tutmak sureti ile, tutup sonra
yadag+(a)n yürümeg vasıtası ile, yürümeg ilen, yürüyerek
yadak+(a)n ayak vasıtası ile, ayak ilen (“Yadakan kitti.”, “Yadakan türttü.”)
zaman+(a)n zaman vasıtası ile, zaman keçmeg ile, zamanıŋ etki ile
zor+(a)n zor (küç, kuvvet) vasıtası ile, zor kullanarak, zorlayarak

# “aŋ” ile “eŋ”, biraz yakın anlamlı fakat farklı kelimeler ér.

: uç, sınır, limit, son nokta, bitiş noktası
: uç(ta), sınır(da), limit(te), son nokta(da), bitiş noktası(da)

“Zankiteperyo Irmakı, iki ülke arasıda aŋ olmuş édi.” [sınır olmuş édi]
“Bu ormandakı eŋ yaşlı agaç, şu çınar ér.”, “Bu ormandakı eŋ kenç agaç, şu kavak ér.”

aŋ+(m)(ı)n,  eŋ+(m)(i)n
:
uç nokta vasıtası ile, uç noktayın kullanarak, uç noktayın baz alarak
aŋ+(m)(ı)n+dın, eŋ+(m)(i)n+din
:
uç noktadan kaynaklanarak, uç noktadan çıkarak, uç noktayın keçerek, uç noktadan sonra, üstelik, hatta^

# “eŋmindin” ile “aŋmındın” arasıda, biraz anlam farkı olur. Yine de munlar, kimi anlatımlarda, biri biriyiŋ yere kullanılmış da olabilir lär. İkisi arasıdakı anlam farkıyın anlamaga çalışıŋ.
yad— : yaymak, kenişletmek, açmak
yad—a— : ayakların-bcakların “yayarak” ilerlemek, yürümek [Türkçe-21]
yad—a—g : 1) yürümeg, yürüyüş. 2) yürüyen, yaya. [Türkçe-21]
yad—a—k : ayak

# Farklı kimi kelimeler, anlamdaş cümleler kurabilyir. Kib “yadagan, yadakan”;
“Okuldan yadagan keldi män”, “Okuldan yadakan keldi män” kibi.

# Kimi anlatımlarda, “Vasıta hali eki” yeriye “ilen (il–e+n)” kelimesi kullanılabilyir kibi körünyür (her anlatımda tügül):

Bahçeyin otan yeşillendirdi män.

Bahçeyin ot ilen yeşillendirdi män.
İsteklerin, sözen tügül yazıyan bildirmeli sän.

İsteklerin, söz ilen tügül yazı ilen bildirmeli sän.

# Fakat “Okuldan yadagan keldi män” cümlesi, monca da olabilir mi acaba?
“Okuldan yadag ilen keldi män.”


# Kib “Kimi anılar, zaman ilen unutulur” yeriye, monca timek, daha uygun olur kibi körünyür;
“Kimi anılar, zamanan unutulur”.

# İstanbul Agızı: “Kimi anılar, zamanla unutulur”. “zamanla”dakı “-la”; ekleştirilmiş “ile” kelimesi ér.
# Ayrıca bir de “yapım eki” olan “-n ; -(ı)n, -(i)n, -(u)n, -(ü)n” var. Kib;
“od”: ateş  ·  “od-(u)n”: yakmak için kesilip parçalayılmış agaç,
“küç”: kuvvet  ·  “küç-(ü)n”: küçlüke tüşerek, zor turumda, zor biçimde, zorlanarak.
“Otobüse, küçün yetişti män” kibi.

Kenelle–(y)i+n, Özelle–(y)i+n, Kesinle–(y)i+n, Kükle–(y)i+n, Ula–(y)ı+n

Türkçe-21 Tüzenlemegi:

kenel :
kenel (genel)
kenel+le— :
kenellemek
kenel+le—(y)i :
kenellemeg, kenellemeg olarak, kenelleyiş olarak, kenelde, genellikle
kenel+le—(y)i+n :
kenellemeg vasıtası (yöntemi) ile, kenelleyi ilen, kenelleyiş yaparak



özel :
özel
özel+le— :
özellemek
özel+le—(y)i :
özellemeg, özellemeg olarak, özelleyiş olarak, özelde, özellikle
özel+le—(y)i+n :
özellemeg vasıtası (yöntemi) ile, özelleyi ilen, özelleyiş yaparak



kesin :
başka seçenek yok, şüphesiz, tegişmez, kat’i
kesin+le— :
kesinlemek, kesin varsaymak, neticeye baglamak
kesin+le—(y)i :
kesinlemeg, kesinlemeg olarak, kesinleyiş olarak, kesin biçimde, kesinlikle
kesin+le—(y)i+n :
kesinlemeg vasıtası (yöntemi) ile, kesinleyi ilen, kesinleyiş yaparak



kük :
(yüksek) ihtimal, bir ihtimal
kük+le— :
tahminlemek, tahmin etmek, yüksek olasılıkın belirlemek
kük+le—(y)i :
tahminlemeg, tahminlemeg olarak, tahminleyiş olarak, tahminen
kük+le—(y)i+n :
tahminlemeg vasıtası (yöntemi) ile, tahminleyi ilen, tahminleyiş yaparak



ula—
:
ulamak, eklemek, ilave etmek
ula—(y)ı
:
ulamag, ulamag olarak, ulayış olarak, ilave olarak
ula—(y)ı+n
:
ulamag vasıtası (yöntemi) ile, ulayı ilen, ulayış yaparak

# “+n”ler; vasıta hali eki ér.

# “belki”; ihtimallerden biriyin belirtir.
# “kük”; yüksek ihtimal belirtir.


# “Ulayı”; kenel olarak “cümle başı edatı” olarak kullanılır; munca kullanımda, önceki cümleye “bag, baglantı, ilave” belirtir. Bazen “ve” anlamıyın da karşılar; “Ali ulayı Veli, ögrenci ér” kibi.

Yagmur yagdı. Ulayı yerler ıslandı. · Yagmur yagdı ulayı yerler ıslandı.
Şişe betona tüştü. Ulayı parçalandı. · Şişe betona tüştü ulayı parçalandı.

Herkes cep telefonu kullanyır iddiası, kenellemeg ér.

Kenelleyi, insanlar, cep telefonu kullanyır. (Kenel olarak, insanlar, cep telefonu kullanyır.)
İnsanlar, kenelleyi  cep telefonu kullanyır. (İnsanlar, kenel olarak, cep telefonu kullanyır.)

“Herkes cep telefonu kullanyır” sonuçu, istatistik verileriyin kenelleyin varılan sonuç ér. (İstatistik sonuçlarıyın kenellemeg vasıtası ile varılmış sonuç ér.)

“Birkaç saat sonra yagmur yagcak” sözüm, küklemeg ér.

Kükleyi, birkaç saat sonra yagmur yagcak.
Birkaç saat sonra, kükleyi yagmur yagcak.

“Birkaç saat sonra yagmur yagcak” sözüm, bazı verilerden kükleyin vardı män sonuç ér. (Bazı verilerin vasıta yaparak vardı män sonuç ér.)

# 2çk emir çekimleri, monca ér; “kenelle-(y)iŋ, özelle-(y)iŋ, kesinle-(y)iŋ, kükle-(y)iŋ, ula-(y)ıŋ”.
YÖN HALİ

Yön Hali
186. +garu, +gärü; nadiren +karu, +kärü.
tabgaç+g(a)ru (IIE 35) “Çin’e”; kün+gärü (TTV A71) “güneye”; sangaru “sana”.

Diğer Yer ve Zaman Belirleyicileri
187. taş+ra “dışarı”, (ä)b(i)m+rü “evime” gibi çok nadir kuruluşlar, *ra veya *rü’yü yön eki olarak göstermeye yetmezler. Bunlar, uzak bir akraba dilden gelmiş olabilirler. Örnekler: § 394 ve 429. Bk. Ordos Moğolcası +rü vs “yön eki”, MOSTAERT s. XXXIV, monguor +ra bulunma hali. Osmanlıca’da: DENY § 906 +ru “yön”. Bazan, burada, bir zarf fiil olduğu düşünülebilir: taşra, *taş+ı—r—a’dan yapılmış olabilir; bk. Osmanlıca taşır— “taşırmak”, Yakutça tasär— “dışarı sürmek”.
ESKİ TÜRKÇENİN GRAMERİ, A. VON GABAIN, Çeviren: MEHMET AKALIN, TDK Yayınları

Türkçe-21 Biçimi’de, Yön Hali; “+rı, +ri, +ru, +rü” eki ilen belirtilir.

Mun ek, tabana; “...yön” veya “...yönü” anlamıyın katar.

• “kuzey-ri [kuzey yön], küney-ri, togu-ru, batı-rı, sag-rı, sol-ru [sol yön]” kibi.
• “ev-ri [ev yönü], okul-ru, beniŋ ev-ri [beniŋ ev yönü], beniŋ okul-ru” kibi.

“Ev-ri yürüyeym” = “Ev yönü yürüyeym.”
“Beniŋ ev-ri yürüyeym” = “Beniŋ ev yönü yürüyeym.”
“Ev-ri kelyir édi.” = “Ev yönü kelyir édi.”
“Kendiyiŋ ev-ri kelyir édi.” = “Kendiyiŋ ev yönü kelyir édi.” kibi.

Anlatım, “turum ekleri” ilen küçlendirilebilir:

“Ev-ri-ye yürüyeym” = “Ev yönü-ye yürüyeym.”
“Beniŋ ev-ri-ye yürüyeym” = “Beniŋ ev yönü-ye yürüyeym.”
“Ev-ri-den kelyir édi.” = “Ev yönü-den kelyir édi.”
“Kendiyiŋ ev-ri-den kelyir édi.” = “Kendiyiŋ ev yönü-den kelyir édi.” kibi.

# Munca anlatımlar; “-ya togru, -ye yönelik, ...yönü-ye” ve “...yönü-den” ilen de belirtilebilir:
“Ev-e togru yürüyeym.”, “Ev-e yönelik yürüyeym.”, “Ev yönü-ye yürüyeym.”, “Ev yönü-den kelyir édi.” kibi.

Park-rı yürüyür män.
Park-rı-ya yürüyür män.

Park-a togru yürüyür män.
Park-a yönelik yürüyür män.
Park yönü-ye yürüyür män.
Park-rı kelyir édi.
Park-rı-dan kelyir édi.

Park-tan togru kelyir édi.
Park-tan yönelik kelyir édi.
Park yönü-den kelyir édi.

“Parka yürüyür män” cümlesi, “Parkrıya yürüyür män” cümlesiden, farklı anlama kelir. “Parkrıya yürüyür män” tiyen kişi, parka kirmek niyetide olmayabilir.
“Kadıköy’den Tuzla’ya kityir män.” : Kadıköy’de édi, Tuzla’da olcak.
“Kadıköy’den Tuzla’rıya kityir män.” : Kadıköy’de édi, Tuzla’ya varmacak belki.
“Kadıköy’rüden Tuzla’ya kityir män.” : Kadıköy’de tügül édi, Tuzla’da olcak.
“Kadıköy’rüden Tuzla’rıya kityir män.” : Kadıköy’de tügül édi, Tuzla’ya varmacak belki.

“Kadıköy’rü, nere ér?” [Kadıköy yönü, nere ér? Kadıköy, hängi yönde ér? Kadıköy, ne tarafta ér?]

# “+rı, +ri, +ru, +rü” eki, “yön” belirtir.
# “+ra, +re” eki, “yer” belirtir; “bu-ra, ne-re, son-ra, iç-re”, “buraya, nereye, sonraya, içreye” kibi.

“Yön Hali + Vasıta Hali”
[Türkçe-21 Biçimi’de “yön hali eki + vasıta hali eki” Binişimi]

“Okru yürü!” veya “Okruya yürü!” [Oka togru yürü!]

“Okrun yürü!” veya “Okruna yürü!” [“Ok yönü ilen yürü!” yani “Ol ok, bir yön közderyir; ol oka bakarak közderilen yöne yürü!”, yani “Ol okcag közderilen yönün, sene vasıta/araç/aracı yap ve yürü!”]

# “ok-ru, ok-ru-ya”, “ok-ru-n, ok-ru-n-a”, “ok-a”.

# Türkçe-21 Biçimi’ye köre; “+rı+n, +ri+n, +ru+n, +rü+n” ek binişimi, tabana mon anlamın katar;
“... tarafıdan közderilen yön, ... tarafıdan işaret etilen yön, -cag közderilen yön”.


“Beniŋ işaret parmakırı bak!” veya “Beniŋ işaret parmakırıya bak!” [Beniŋ işaret parmakıya togru bak!]

“Beniŋ işaret parmakırın bak!” veya “Beniŋ işaret parmakırıya bak!” [Beniŋ işaret parmakıcag közderilen yöne bak!]
NOTLAR

“tış” → “tış+ra” [tış yer, tışarı, dışarı] veya
“taş[mak” → “taş—ır—” → “taş—ır—a” → “taş—r—a” (ünlü yitimi). [iç yerden taşan yer, tış yer, tışarı]

# “+ra, +re”; “o-ra, bu-ra, şu-ra, ne-re, son-ra, tış-ra, iç-re”, “siziŋ ne-re-deki-ler-den”, vs.
# “yukarı” kelimeside ymä “yön hali eki” var ärinç (yuka ; yuka+rı).

# 2 metre terinlikteki çukurdan, 1 metre terinlikteki çukur, “yuka” ér. [Äniŋ terinlik, daha “ince” ér. Yeryüzüye yakınlık bakımıdan da daha “üst”te ér. Ulayı “yuka”; hem “ince” kavramıyın, hem “üst” kavramıyın içerir.]

# Kimi agızlarda; “yoka, yokarı” kelimeleri de var. “yuka, yukarı” yerleriye de kullanılyır lär.

# “yoka” ile “yuka”, farklı kelimeler de olabilir lär; “yuk-a”, “yok-a” kibi.
[“yok+a”; “kalınlık” bakımıdan, “yok”a “ (“sıfır”a) togru yaklaşmış yani “ince” mi?].

# “yufka”; “yuka” veya “yoka” kelimesiyiŋ bozuk biçim mi acaba? Veya asılda, “yuyka” veya “yuvka” mı?

# “yuk-a-rı”dakı “yuk”, ne anlama kelir acaba? Veya “yu+ka+rı” mı?

# “yok” köküden, “yok+(a)r–” yapısıda bir fiil de türeyebilir ärinç; “kara+r–, ak+(a)r– [ağ+(a)r–]” benzeri türeyiş olarak.
# yok (br.) yok ; yok bol– ölmek, yok olmak • yokad–, yokat– (br.) mahvetmek, yok etmek • yokaru (br.) yukarı • yuk– yapışmak, ilişmek • yuka ince, muhtaç • yuw– dolandırmak. ETG Sözlük bölümü.

# Tonyukuk Yazıtı’dan: 13 (...) yuyka ärikli toplagalı uçuz ärmiş (...) [yufka iken toplaması (=bükmesi) kolay imiş]. ESKİ TÜRK YAZITLARI, HÜSEYİN NAMIK ORKUN, TDK Yayınları.

Türkçe-21 Sitesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder