anlamak nedir, bilgisayarın icadı, duyulan bir cümleyi yazan kişi o cümleyi anlamış olur mu, ezberlemek nedir, matbaanın icadı, öğrencinin görevi öğretmenin görevi, öğrenmek nedir, öğretim defter temelli değil kitap temelli olmalı, pdf kitap, verimli eğitim öğretim
[UYGULAMAG YAZISI] ÖGRETİMÖGRETİM
İstanbul Agızı Biçimi:
ÖĞRETİM, KİTAP TEMELLİ OLMALI
Sınıfta öğretmen, bir şeyler anlatır. Tahtaya da bir şeyler yazar. Öğrenciler de bunları, kan ter içinde, defterlerine yazmaya çalışır. Öğrenci, eve gider. Defterine yazdığı şeyleri anlamaya çalışır. Bazı şeyleri de mutlaka yanlış veya eksik yazmıştır. Ne yazdığını, kendisi de anlayamaz. Boşa geçmiş bir sürü zaman demektir. Matbaa icat edilmemiş çağlara özgü öğretim yoludur. Fakat şimdi, (epey zamandan beri) matbaa var, bilgisayar da var.
Peki, nasıl olmalı?
• Ders kitapları, öğrenciler kolayca anlayabilir şekilde yazılmalı.
Bu konuda bak:
TÜRKÇE213 [05] CÜMLE KONUSUDA
TÜRKÇE213 [06] CÜMLE NOTLARI
TÜRKÇE213 [09] CÜMLE BAŞI EDATLARI
TÜRKÇE213 [11] KISA SÜRELİ BELLEK
TÜRKÇE213 [12] YALINSIG CÜMLELİ ANLATIM
TÜRKÇE213 [13] KUSURLU ANLATIMLAR
TÜRKÇE213 [05] CÜMLE KONUSUDA
TÜRKÇE213 [06] CÜMLE NOTLARI
TÜRKÇE213 [09] CÜMLE BAŞI EDATLARI
TÜRKÇE213 [11] KISA SÜRELİ BELLEK
TÜRKÇE213 [12] YALINSIG CÜMLELİ ANLATIM
TÜRKÇE213 [13] KUSURLU ANLATIMLAR
• Öğrencinin görevi şu olmalı; ders kitabındakini öğrenmek.
• Öğretmenin görevi şu olmalı: Ders kitabındakini öğretmek; ders kitabındakini, öğrencinin öğrenmesine yardımcı olmak ve bunun kontrolünü, sınavlarla yapmak.
Öğrenci, örneğin Salı akşamı, çalışma masasına oturur.
Önce, derslerde (okulda) Salı gün gündüz işlenmiş konuları, kitaplardan tekrar çalışır. Daha önce tam anlayamadığı konular üzerinde, biraz fazla durur. Konuları tam olarak kavrar.
Çarşamba gün, örneğin 2 saat matematik, 2 saat Türkçe, 2 saat tarih dersi olacaktır. Çarşamba günü, bu derslerde işlenecek konular nedir? Öğrenci, bunu bilmektedir. Öğrenci, bu konuları, ilgili ders kitaplarından bir kez okur.
Çarşamba gün, öğrenci okula gider. Konuları, ilgili öğretmenlerden de dinler. Anlayamadığı şeyler varsa, öğretmen(ler)e sorar. Eve gidince, konuları tekrar çalışır.
Bu yöntem, ilköğretimde de üniversitede de uygulanabilir.
# 2 saatte anlatılabilecek konu miktarı bellidir. Bir öğrenci, yorulmadan ve bıkmadan, evinde, bir günde ne kadar ders çalışabilir? Bu da bellidir. “Süre – konu miktarı” uygunluğuna dikkat edilmelidir. Aksi halde, etkin bir öğrenim-öğretim yapılamaz.
# Öğrencilere aşırı yük bindirmek, öğrencileri derslerden soğutur. Bu ayrıca, öğrencilerde; aşağılık komleksi, gelecekten umutsuzluk gibi psikolojik sorunlara da neden olur. Fakat bu sözler, “on-onbeş dakika ders işle, geri kalan zamanda boş boş konuş” anlamına gelmez. Bu sözler, “normal tempoda öğretim yap” anlamına gelir.
# Öğretmen, ders kitabındaki anlatımı, derste cümle cümle tekrar etmek zorunda değildir. Öğretmen, konuyun iyice kavrar. Kendi zihninde yeni bir kompozisyon oluşturup konuyun anlatabilir. Açıklanmasını uygun gördüğü cümleleri, ayrıntılı olarak açıklar. Çeşitli örnekler vererek anlatımını güçlendirebilir, zenginleştirebilir. Tahtaya şekiller çizebilir, yazılar yazabilir.
# Fakat öğretmen isterse, ders kitabındaki anlatımı da takip edebilir. Yani ille de yeni bir kompozisyonla anlatması şart değildir. Yeni bir kompozisyonla anlatmayı, her öğretmen, yapamayabilir; çok önemli sorun değildir.
# Öğrenci, sınavlarda, sadece ders kitaplarında yazılı bilgilerden sorumlu olur. Ders kitaplarından öğrenilemeyen hiçbir şey, öğrencilere sorulamaz. Örneğin matematik kitabında, şöyle bir sorunun çözümü var, diyelim: 1/2 + 1/3 = 3/6 + 2/6 = 5/6. Buna benzer örneklerle, öğrenci bu konuyun kavramış olmalıdır. Bu durumda, öğrenciye sınavda şu soru sorulabilir: 8/15 + 11/20 = ?
# Ders kitapları, kâğıda mı basılmalı; “pdf kitap” biçiminde mi olmalı? Bu soru, buradaki konumuz açısından, önemsizdir. [“pdf kitap”lar, eski bilgisayarlarda ve tablet bilgisayarlarda bile görüntülenebilir.]
# Bir cümleyi, anlamaksızın hafızaya almak, ezberlemek olur. Bir cümleyi, anlayarak hafızaya almak, öğrenmek olur. Herhangi bir cümleyi anlamış kişi, o cümledeki anlamı, başka cümleler ile de anlatabilir.
# İngilizce derslerini, İngilizce işlemek, çok büyük hatadır. Çünkü öğrencilerin İngilizce kelime kapasitesi, buna yetmez. İngilizce derslerini, İngilizce işlemek, öğrencileri İngilizce’den nefret ettirmekten başka bir işe yaramaz. Diğer yabancı diller için de aynı şeyler söylenebilir.
# İlköğretimin ilk iki yılı, okumayı-yazmayı öğrenmek ve pekiştirmek içindir. İlk iki yılda, yukarıdaki yöntem, yeterli olmayabilir; başka yöntemlerle desteklemek gerekebilir.
# Bu yazı, önerilerden ibarettir.
— Konuk Yazar 3 —
Türkçe-21 Biçimi:
ÖGRETİM, KİTAB TEMELLİ OLMALI
Sınıfta ögretmen, bir şeyler anlatır. Tahtaya da bir şeyler yazar. Ögrenciler de buların, kan ter içide, defterlere yazmaga çalışır lär. Ögrenci, eve kiter. Deftere yazdı än şeylerin anlamaga çalışır. Bazı şeylerin de mutlaka yanlış veya eksik yazmış olur ärinç. Ne yazmış än; munun kendi de anlayamaz. Boşa keçmiş bir sürü zaman timek ér mun. Matbaa icat etilmemiş çaglara özgü ögretim yolu ér. Fakat şimdi, (epey zamandan beri) matbaa var, bilgisayar da var.
Peki, nasıl olmalı?
• Ders kitabları, ögrenciler kolayca anlayabilir şekilde yazılmalı.
Bu konuda bak:
TÜRKÇE213 [05] CÜMLE KONUSUDA
TÜRKÇE213 [06] CÜMLE NOTLARI
TÜRKÇE213 [09] CÜMLE BAŞI EDATLARI
TÜRKÇE213 [11] KISA SÜRELİ BELLEK
TÜRKÇE213 [12] YALINSIG CÜMLELİ ANLATIM
TÜRKÇE213 [13] KUSURLU ANLATIMLAR
TÜRKÇE213 [05] CÜMLE KONUSUDA
TÜRKÇE213 [06] CÜMLE NOTLARI
TÜRKÇE213 [09] CÜMLE BAŞI EDATLARI
TÜRKÇE213 [11] KISA SÜRELİ BELLEK
TÜRKÇE213 [12] YALINSIG CÜMLELİ ANLATIM
TÜRKÇE213 [13] KUSURLU ANLATIMLAR
• Ögrenciyiŋ körev mon olmalı; ders kitabıdakıyın ögrenmek.
• Ögretmeniŋ körev mon olmalı: Ders kitabıdakıyın ögretmek; ders kitabıdakıyın, ögrenciyiŋ ögrenmege yardımcı olmak ve munuŋ kontrolün, sınavlar ilen yapmak.
Ögrenci, kib Salı akşamı, çalışmag masasıya oturur.
Önce, derslerde (okulda) Salı kün kündüz işleyilmiş konuların, kitablardan tekrar çalışır. Daha önce tam anlayamadı än konular üzeride, biraz fazla turur. Konuların tam olarak kavrar.
Çarşamba kün, kib 2 saat matematik, 2 saat Türkçe, 2 saat tarih dersi olcak. Çarşamba künü, bu derslerde işleyilcek konular ne ér? Ögrenci, munun bilmekte ér. Ögrenci, bu konuların, ilgili ders kitablarıdan bir kez okur.
Çarşamba kün, ögrenci okula kiter. Konuların, ilgili ögretmenlerden de tinler. Anlayamadı än şeyler var ése, ögretmen(ler)e sorar. Eve kitince, konuların tekrar çalışır.
Bu yöndem, ilk ögretimde de üniversitede de uygulayılabilir.
# 2 saatte anlatılabilcek konu miktarı belli ér. Bir ögrenci, yorulmadan ve bıkmadan, evde, bir künde ne kadar ders çalışabilir? Bu da belli ér. “Süre – konu miktarı” uygunlukuya dikkat etilmeli. Aksi halde, etkin bir ögrenim-ögretim yapılamaz.
# Ögrencilere aşırı yük bindirmek, ögrencilerin derslerden sogutur. Bu ayrıca, ögrencilerde; aşagılık komleksi, kelecekten umutsuzluk kibi psikolojik sorunlara da neden olur. Fakat bu sözler, “on-onbeş dakika ders işle, keri kalan zamanda boş boş konuş” anlamıya kelmez. Bu sözler, “normal tempoda ögretim yap” anlamıya kelir.
# Ögretmen, ders kitabıdakı anlatımın, derste cümle cümle tekrar etmek zoruda tügül. Ögretmen, konuyun iyice kavrar. Kendiyiŋ zihinde yeni bir kompozisyon oluşturup konuyun anlatabilir. Açıklayılmagın uygun kördü än cümlelerin, ayrıntılı olarak açıklar. Çeşitli örnekler vererek anlatımın küçlendirebilir, zenginleştirebilir. Tahtaya şekiller çizebilir, yazılar yazabilir.
# Fakat ögretmen ister ése, ders kitabıdakı anlatımın da takip etebilir. Yani ille de yeni bir kompozisyon ilen anlatmag şart tügül. Yeni bir kompozisyon ilen anlatmagın, her ögretmen, yapamayabilir; çok önemli sorun tügül ér.
# Ögrenci, sınavlarda, sadece ders kitablarıda yazılı bilgilerden sorumlu olur. Ders kitablarıdan ögrenilemeyen hiçbir şey, ögrencilere sorulamaz. Kib matematik kitabıda, şöyle bir soruyuŋ çözüm var, tiyelim: 1/2 + 1/3 = 3/6 + 2/6 = 5/6. Buya benzer örnekler ilen, ögrenci bu konuyun kavramış olmalı ér. Bu turumda, ögrenciye sınavda şu soru sorulabilir: 8/15 + 11/20 = ?
# Ders kitabları, kâğıta mı basılmalı, “pdf kitab” biçimide mi olmalı? Mun soru, buradakı konu açısıdan, önemsiz ér. [“pdf kitab”lar, eski bilgisayarlarda ve tablet bilgisayarlarda bile körüntüleyile ur.]
# Neŋ cümleyin, anlamaksızın hafızaya almak, ezberlemek olur. Neŋ cümleyin, anlayarak hafızaya almak, ögrenmek olur. Ol cümleyin anlamış kişi, ol cümledeki anlamın, başka cümleler ilen de anlatabilir.
# İngilizce dersleriyin, İngilizce işlemek, çok büyük hata ér. Çünkü ögrencileriŋ İngilizce kelime kapasitesi, muna yetmez. İngilizce dersleriyin, İngilizce işlemek, ögrencilerin İngilizce’den nefret ettirmekten başka bir işe yaramaz. Diğer yabancı tıllar için de aynı şeyler söyleyilebilir.
# İlk ögretimde ilk iki yıl, okumagın-yazmagın ögrenmek ve pekiştirmek için ér. İlk iki yılda, yukarıdakı yöndem, yeterli olmayabilir; başka yöndemler ilen desteklemek kerekebilir.
# Bu yazı, önerilerden ibaret ér.
— Konuk Yazar 3 —