başörtüsü, dört delil, dört şahit, fıkıh kaynakları, fıkıh nedir, geçici evlilik, geçici nikah, hadislerin yazılması, hırsızlık cezası, ibadetler, İslam nedir, kadın sesi avret midir, kadın yüzü avret midir, Kitap sünnet icma kıyas, Kuran ve başörtüsü, Kuranın kitap haline getirilmesi, mezhep imamları, mezhepler ve fıkıh, mezhepler ve ibadetler, mezhepler ve şeriat, sahih hadis zayıf hadis mevzu hadis, şeriat kaynakları, şeriat nedir, taşlayarak öldürmek recim recm, zina cezası
[UYGULAMAG YAZISI] FIKIH ŞERİAT İSLAMFIKIH, ŞERİAT, İSLAM
Soru: “Şeriat” kelimesiden ne anlamak kerekir?
# Hazırlık olarak, sözlüklerden vs bak; Fıkıh, Mezhep, İçtihat, Şeriat, İslam, İslamiyet, Müslüman, Mümin, İnanmak, İnanç, vs.
Yanıt: Mun soru, basit körünen fakat karmaşık soru ér. Mun konuda, uzman biri de tügül män. Yine de kısaca tegineym. Azuca çok net şeyler söylemeksizin, konuyun biraz incelemege çalışaym.
Şeriat (İslam Hukuku) kurallarıyın, sistematik olarak ortaya koyan uzmanlık talıya, “Fıkıh” tiyilir. Yöndem veya uygulamag açısıdan, Fıkıh kurallarıdan kimiler, mezheplere köre, az-çok farklı da olabilir.
Fıkıh, kenelleyi mon kaynaklardan yararlanır: Kitab, Sünnet, İcma, Kıyas; İstihsan, İstislâh (Mesâlih-i Mürsele), Örf ve Âdet, İstishâb, Sahâbe Sözü, İslâm Öncesi Şeriatlar, Sedd-i Zerâi. Rey ve İctihad.
Burada, konu başlıklarıyın verdi män. Kib, mon kaynaktan, ayrıntıların okuyabilir sän:
“ilmihal_diyanet.pdf” olarak internette de bulabilir sän. Klasik ilmihallerden biraz farklı ér, kibi körünyür; “akademik üslûp”, dikkat çekyir. Kimi satırlarda, “yenilikçi” bazı körüşler de var, kibi de körünyür. Munca konularda, sende kenel bilgi birikimi yok ése; seniŋ okuyup anlamag, epey zaman alabilir. İyi çalışmaglar.
İLMİHAL (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayını) • 12.09.1998 Bağlarbaşı-İstanbul
Prof. Dr. Hayreddin Karaman • Prof. Dr. Ali Bardakoğlu • Prof. Dr. H. Yunus Apaydın
Dördüncü Bölüm - Fıkıh → I. KAVRAM · II. KAYNAK ve METOT [Sayfa 141...156]
İkinci Bölüm - İslâm Dini → B) FIKIH MEZHEPLERİ [Sayfa 31...48]
# Fıkıh; “abdest, namaz, oruç, hac, zekat” kibi ibadet konularıyın da inceler.
KONUK YAZAR 1’İŊ YORUMLAR
# Önce, monun yine belirtmeli män; mun konularda, uzman biri tügül män.
“Fıkıh”ıŋ veya “Şeriat”ıŋ kaynaklara köre; “Şeriat”ıŋ en kenel tanım, monca ér ärinç:
Şeriat = Kitab (Kur’an) + Sünnet + İcma + Kıyas ++ İstihsan + İstislâh + Örf ve Âdet + İstishâb + Sahâbe Sözü + İslâm Öncesi Şeriatlar + Seddi Zerâi + Rey ve İctihad.• “Kaynaklar” açısıdan, “Şeriat” tanımı; kişilere ve mezheplere köre, biraz farklı da olabilir. Kib bir mezhep, “kıyas veya ictihad” yapmag yeriye, “zayıf hadis”in tercih etyir olabilir. Fakat başka bir mezhep, “zayıf hadis”e tayanmag yeriye, “kıyas veya ictihad” yapmagın tercih etyir olabilir. (Araştır.)
• Ulayı ortada bir tek “Fıkıh” yok; mezhep sayısı kadar “Fıkıh” var, tiyilebilir. Ulayı mezhep sayısı kadar “Şeriat” var, tiyilebilir ärinç. Mezhepler arasıda, epey kimi konularda, önemli körüş ayrılıkları da var.
• Kib, “Örf ve Âdet”; Şeriat (İslam Hukuku) hükümleri üretmek için, sık kullanılmış olabilir. Fakat ibadetler konusuda, “Örf ve Âdet”, dikkate alılmamış veya pek az dikkate alılmış da olabilir. (Araştır.)
# Araştır; hadis, sahih hadis, mürsel hadis, zayıf hadis, mevzû hadis, isnad, râvi, vs.
# Kelimeler, farklı kitablarda, biraz farklı yazılmış olabilir; mezhep/mezheb, isnat/isnad, senet/sened, vs.
Hadisler’in de “delil” kabul eten Müslümanlar da dikkate alılır ése, mon yorum yapılabilir, kibi körünyür:
[Diyanet Meali - Maide Sûresi, Ayet 3]: Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah’a itaatten kopmak)tır. Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
“Hz Muhammed vefat etince, «İslam»ıŋ oluşum süreçi bitmiş”.
Fakat “Şeriat”ıŋ oluşum süreçi, Hz Muhammed’den sonra da yüzyıllarca devam etmiş. Fıkıh mezhepleri, Hz Muhammed’iŋ vefat tarihiden çok sonralarda ortaya çıkmış lär. (Araştır; Hz Muhammed’iŋ vefat tarihi ve mezhep kurucu imamlarıŋ togum tarihleri.)
• “Kur’an’da, nasih-mensuh ayetler var mı? Var ése; hängi ayetler, mensuh ér?”, “Hängi ayetler, müteşabih ér?”, “Hängi hadisler, sahih hadisler ér?” Munca sorularıŋ yanıtlarda da çeşitli körüş farkları var.
• Kimi ayetleriŋ (ve hadisleriŋ) anlamlar konusuda, kişiler ve mezhepler arasıda, farklı anlamaglar da olmuş. Kib “abdest alır kän ayakların meshetmek yeterli mi, yıkamak şart mı?” sorusuya bakalım. Kimi kişiler, ilgili ayetten “başın ve ayakların meshet” anlamış; kimi kişiler, “başın meshet ve ayakların yıka” anlamış (bak; Maide Sûresi, Ayet 6 tefsirleri).
• Kur’an ayetleri, Hz Muhammed’iŋ vefattan birkaç yıl sonra, terilip kitab (Mushaf) haliye ketirilmiş. (Araştır; Kur’an tarihi; kırâat-ı aşere, kırâat-ı seba, kıraat; nüzûlül Kur’an, nüzul sebepleri, nüzul.)
• Şimdi var turumdakı hadis kitablarıyıŋ yazarlar, Hz Muhammed’iŋ vefattan çok sonralarda togmuş lär. Yani, Hz Muhammed zamanıda yazılıp kalmış neŋ hadis kitabı, şimdi ortada yok ér ärinç. (Birkaç hadis rivayeti içeren kimi “sayfa”lardan, kimi kaynaklarda söz etilmiş. Araştır; “Hemmam İbnu Münebbih” veya “Hemmam Bin Münebbih”). (Araştır; hadis tarihi, hadis usûlü.)
[“Fıkıh’ıŋ tüm kaynaklar” da dikkate alılır ése] “Fıkıh”dakı her hüküm, “Ayet’iŋ veya Hadis’iŋ hüküm” sayılabilir mi? Ulayı “Şeriat”takı her hüküm, “Ayet’iŋ veya Hadis’iŋ hüküm” sayılabilir mi? Kur’an’a bakılır ése, mun konuda önemli risk var ärinç:
“Mun ayet, (sadece) Müslüman émez kimi kişilerin uyaryır” tiyilebilir mi? “Mun ayet’te kınayılan tavranış, Müslümanlar’a serbest ér” tiyilebilir mi?
[Diyanet Meali - Bakara Sûresi, Ayet 79]: Vay o kimselere ki, elleriyle Kitab’ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların hâline!
# Kendiyiŋ akıl kendiyiŋ başta gerçek (uzman, bilinçli, yetkin) Fıkıhçılar, munca hatalara tüşmez lär ärinç. Kimi ölçüsüzlükler; “Fıkıh Usûlü ve Fıkıh” konularıyın yeterince bilmeyen kimi cahillerde körülebilir belki.
# Fıkıh hükümleri; “farz, vacip, sünnet, müstehap, mendup, haram, mekruh” kibi kategorilere ayırılmış.
EK BİLGİLER - ÖRNEKLER
KADIN ÖRTÜNMEGİ, KADIN SESİ
# Bir “virgül”ün ben koydu män; “Erkeklere düşen, kadınların dar ve cazip renkli”.
NUR SURESİ - 46. DERS
KADINLARIN ÖRTÜNMESİ VE YABANCI KADINLARA BAKMANIN HÜKMÜ [...]
Ayetlerdeki Şer’i Hükümler
Birinci Hüküm: Yabancı Kadınlara Bakmanın Hükmü Nedir?
İslâm şeriatı yabancı kadınlara bakmayı kesin olarak yasaklamış, haram kılmıştır, öyleyse insanın karısı ve mahremi olan kadınlardan başkasına bakması haramdır. Kasıt olmaksızın ani olarak bir kadını görmekte bir vebal yoktur. Zira bu görüş insanın iradesi dışında vaki olmuştur. [...]
İkinci Hüküm: Erkek Ve Kadında Avretin Sınırı Nedir? [...]
4- Kadının erkeğe karşı avreti:
Sahih olan görüşe göre, kadının erkeğe karşı avreti bütün vücududur. Şafii ve Hanbelîlerin görüşü de budur. Hatta İmam Ahmed bin Hanbel (ra) bu hususta, «Kadının bütün vücudu avret olduğu gibi tırnakları dahi avrettir.» [111] demiştir. [111: İbni Cevzi. Tefsir. C. 6. S. 31.]
İmam Malik (ra) ve İmam Ebu Hanife (ra)’ye göre ise kadının elleri ile yüzü hariç bütün vücudu avret mahallidir.
Görüşlerin kendilerine has delilleri vardır. Bunları kısaca açıklayalım: [...]
Dokuzuncu Hüküm; Kadının Sesi Avret Midir?
İslâm fitne ve fesada sebeb olacak herşeyi haram kılmıştır. Hatta kadınların yürürken ayaklarını yere sert vurmalarını bile yasaklamıştır. Çünkü kadınların ayak sesleri erkeklerinkinden farklıdır. Bu bakımdan erkeklerin kalbinde kadın arzusunu tahrik eder. Nitekim Allahu taala «Gizleyecekleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar.» buyurmuştur.
Hanefiler bu âyete dayanarak kadının sesinin de avret olduğuna hükmetmişlerdir. Zira bu âyet, kadınların ayaklarına taktıkları halhallerin sesini duyurmaları yasaklanmaktadır. Kadının sesi, elbette ki halhalin sesinden daha caziptir. Bu yüzden de yasaklanması zarurîdir. [...]
İmam Şafii (ra) ve diğer âlimler ise kadının sesinin avret olmadığına hükmetmişlerdir. Zira kadınınalış-veriş yapması, şehadette bulunması caizdir. Zira bu hallerde konuşması zaruridir. [...]
Yine kadının kolundaki bilezikleri, ellerini sallayarak belli etmesi haramdır. Erkeklere düşen, kadınların dar ve cazip renkli elbiselerle sokağa çıkmalarına, sokağa çıkarken koku sürmelerine ve erkekleri cezbedecek biçimde yürümelerine ve konuşmalarına mani olmaktır. [...]
Yüzü Açmak Bid’attır
Günümüzde yeni bir iddia ortaya atılmaktadır. Bu, kadının ev içinde kullandığı başörtüsü ile dışarıya çıkabileceği iddiasıdır. Bunlara göre yüzün örtülmesi şer’i değildir. Çünkü yüz, avret değildir. Bu iddiayı ortaya atanlar, kendilerini Resulullah (sav)’ın haber verdiği her yüz senede ortaya çıkacak mücedditlerden saymaktadırlar. [...]
Bu müceddit ve müctehid taslaklarına sesleniyorum: Siz, doğru yolu şaşırdınız. İslâmı ve şeriatın hükümlerini doğru anlamıyorsunuz. Sizinle aklî ve şer’î mantıkla konuşuyorum. Fakihlerden yüzün avret olmadığını söyleyenler, fitneden emin olmak şartını öne sürüyorlar. Onlara göre de eğer fitneden korkulursa yüzün açılması haramdır. Şimdi soruyorum size, siz günümüzde fitneden emin misiniz? [...]
AHKÂM TEFSİRİ - MUHAMMED ALİ SABUNİ, Mekke-i Mükerreme Üniversitesi Şeriat Fakültesi öğretim Üyesi • Mütercim: Mazhar TAŞKESENLİOĞLU • Şamil Yayınevi
# “Baş, avret émez” ve “Dirseklere kadar eller, avret émez” tiyenler de olmuş. Kib:
# Mâlikîler’iŋ ol körüşüŋ ayrıntılara, çeşitli kaynaklardan bak.
KUR’AN BAŞINIZI ÖRTÜN DEMİYOR!
İsmail Şefik Aydın • 19 Eyl 2016 - 09:37
Başörtüsü, yıllardır, toplumumuzun en elektrikli tartışma konularından biri olmuştur. [...] Bakalım, konunun uzmanları bu konuda ne demiş? Nur Suresinin 31. âyeti örtünme ile ilgili. [...]
İlâhiyatçı Hakkı Yılmaz ise mealinde, “ziynetlerini dışa vurmasınlar”ın anlamı “dişiliklerini göstermesinler; dikkat çekmesinler” demektir diyor! Göğüs, kalça, yüz ve göz de ziynet. Bu âyette kendiliğinden görünenlerin dışındaki yerler kast ediliyor; ‘baş, yüz, burun, ağız, göz ve dirsekten aşağı olan yerler’ değil! Kur’an’da, tepeden tırnağa bir örtünme yok! Malikilerin, abdest uzuvlarını örtünmenin dışında bıraktığını da belirtelim! [...]
Prof. Hüseyin Atay, Allah’ın “âyetlerini ayrıntılı ve apaçık açıkladığını” belirtiyor. “Kur’an bir konuda yasak getiriyorsa, bu, Kur’an’da açık açık belirtilmiştir” diyor! Atay’a göre, “Muhkem âyetlerde bu böyle! Eğer başın örtülmesi farz ise, bunun Kur’an’da açıkça belirtilmesi gerekiyor.” Peki, var mı böyle bir emir? Yok! Zaten Nur Suresi 31. âyette geçen ve ‘Başörtüsü’ olarak çevrilen ‘Hımar’ kavramı ‘Örtü’ anlamına geliyor! Bilindiği gibi Kur’an’ın yasakladığı içki de ‘Hımar’ yani ‘aklı örten’ bir içecek olarak kabul ediliyor. Yani, Kur’an bize ‘başınızı örtün’ demiyor; ‘göğüs dekoltenizi örtün’ diyor! [...]
yesilgiresun.com.tr/makale/4990380/ismail-sefik-aydin/kuran-basinizi-ortun-demiyor
# Araştır; Fıkıh terimi olarak “telfik”.
MUT’A
# Araştır; Şîa, Şiîlik.
MUT’A - [...] Mut’anın bir fıkıh terimi olarak iki anlamı vardır. Boşanan kadına iddet süresince yararlanması için verilen şey ve geçici evlilik.
1. Mehir miktarı belirlenmeksizin yapılan nikâh akdinden sonra, henüz cinsel birleşme olmadan boşanma veya fesih yoluyla evlilik sona ererse kadına mut’a denilen elbise ve baş örtüsü gibi bazı şeyler verilir. Bunlar mehir yerine geçen bir çeşit “teselli hediyesi” dir. [...]
2. Mut’a evliliği anlamında kullanılır. Bu anlamda mut’a; evlenme engeli bulunmayan bir kadınla, belli bir süre içinde ve belli bir mal karşılığında, “senin cinsî yönlerinden şu kadar süre ve şu kadar bedel ile yararlanayım” diyerek icap ve kabulde bulunmaktır. [...]
Mut’a nikâhı anlamında bir de “geçici (muvakkat) nikâh” vardır. Bu da bâtıl bir nikâhtır. Aralarındaki ayrılık hemen hemen lâfız farkından öteye gitmez. [...]
Kur’an-ı Kerim’de mut’a nikâhının esaslarını belirleyen açık bir âyet yoktur. Konu ile bağlantı kurulabilen şu âyettir: “Evli kadınlarla evlenmeniz de haram kılındı. Sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna. Bunlar Allah’ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir. Bunların dışında iffetli olarak zina etmeksizin mallarınızla evlenmek istemeniz size helâl kılındı. Onlarla cinsel temasta bulunduğunuzda, ücretlerini (mehir-mut’a) verin. Mehir takdir edildikten sonra birbirinizi razı etmenizde bir sakınca yoktur. Şüphesiz ki Allah, herşeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir” (en-Nisâ, 4/24). [...]
Yukarıdaki ilk âyetin genel anlamının mut’a nikâhını da kapsadığı öne sürülmüştür. Bu çeşit nikâhın İslâm’ın ilk yıllarında meşrû kılındığında şüphe yoktur. Ancak daha sonra neshedilmiştir. [...] Şiîler ise bu kelimeye, mut’a nikâhı anlamı vermiştir.
İbn Abbas ve Sahabeden bir grup, mut’anın zarûret sebebiyle mübah kılındığını söylemiştir. Diğer yandan İbn Abbas, Übey b. Ka’b, Saîd b. Cübeyr ve es-Süddî mut’a âyetini, “Belli bir vakte kadar” ilâvesiyle şu şekilde okudukları nakledilir: “Onlarla belli bir vakte kadar, cinsel temasta bulunduğunuzda, süre dolunca mehirlerini verin” (en-Nisâ, 4/24).
İslâm hukukçuları mut’a evliliğinin haram olduğu konusunda görüş birliği içindedir. Şiîlerden başka, cumhurun görüşüne karşı çıkan olmamıştır. Şiîlerin bu konudaki sözleri Kitap, Sünnet ve icmâa ters düştüğü için reddedilmiştir. [...]
ŞAMİL İSLAM ANSİKLOPEDİSİ, MUT’A maddesi(den alıntılar)
HIRSIZLIK
[Aşagıdakı alıntıda keçen bazı kelimeler. Çeşitli sözlüklerden de bak.]
• sirkat: hırsızlık • haddi sirkat: hırsızlık cezası • badelhüküm: hükümden sonra • sârik: hırsız • mafsal: eklem • aza: organ • salâhı hâl: iyi hal, ıslah olmag turumu • zahir: belirgin • had: (fıkıh terimi olarak) İslam Hukuku’da bir ceza türü • ta’zir: İslam Hukuku’da diğer bir ceza türü • şayed: eğer, şayet • fukaha: fıkıhçılar • iktifa olunur: yetinilir • veliyyül’emr: devlet başkanı • def’i fesad: kötülükün/kargaşayın savmak • Hukuk-i İslâmiyye ve Istılat-ı Fıkhiyye Kâmusu: İslâm Hukuku ve Fıkıh Terimleri Sözlükü
# Araştır; “hırsızlık, gasp, soygun, silahlı soygun”.
SİRKATİN HÜKMÜ VE HADDİ SİRKATİN MAHİYYETİ
786 - [...] Şöyle ki: Sirkat hadisesi sabit olunca badelhüküm sârikin sağ eli bileğinden kesilir, bu hadden sonra tekrar sirkatte bulunacak olursa sol ayağı da mafsalından kesilir. Şayed bundan sonra yine sirkatde bulunsa artık azasından hiç biri kesilmez. Belki salâhı hâli zahir oluncaya kadar hapis suretiyle ta’zir olunur. [...] Bu mesele, Hanefîyye ve İmamı Ahmedden bir rivayete göredir. Mebsut, Bedayî.
İmam Mâlike ve İmam Şafiî ile İmam Ahmedden diğer bir rivayete göre sârikin evvela sağ eli, ikinci sirkatinde sol ayağı, üçüncü sirkatinde sol eli, dördüncü sirkatinde de sağ ayağı kesilir. Şayed yine sirkatde bulunacak olsa artık hapsiyle iktifa olunur. Şu kadar var ki, veliyyül’emr, def’i fesad için lüzum görürse bu şahsı siyaseten öldürebilir. [...]
Bazı fukahaya göre de haddi sirkatden dolayı sâriklerin yalniz parmaklarının kesilmesiyle iktifa olunur. Haricilere göre ise sârikin eli omuz başından “menkibinden” itibaren kesilir. [...]
ÖMER NASUHİ BİLMEN, HUKUK-İ İSLÂMİYYE VE ISTILAT-I FIKHİYYE KÂMUSU
# Araştır; “kleptomani, kleptoman”.
# “Her hırsız, kleptoman ér” tiyilemez ärinç. “Bazı hırsızlar, kleptoman ér” tiyilebilir ärinç.
# “Ol ayet’te, el kesmek’den kasıt; ele çizik atmak ér” veya “Ol ayet’te, el kesmek’den kasıt; hırsızlık fırsatıyın kesmek ér” tiyen kimi kişiler de olmuş. Kib:
[Diyanet Meali - Maide Sûresi, Ayet 38]: Yaptıklarına bir karşılık ve Allah’tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
# “Ha eline çizik atıp işaretledin, ha kestin; ikisi de aynı sonuca çıkar.” mı?
KUR’AN’DA HIRSIZIN ELLERİNİ KESİN HÜKMÜ VAR MI?
[...] Ayeti bu şekilde çevirirsek el kesmek denilen kavramın güç kesmek şekline dönüştüğünü ve bir mecaz olduğunu görürüz. Bu mecazdan da şunu anlarız. Hırsızlık fırsatının önünü kesin. Ekonomiyi düzeltin, ödemediğiniz zekâtı ve sadakaları ödeyin ki toplumda birilerinin hırsızlığa ihtiyacı kalmasın. Ekonomik tedbirler ve yardımlaşmayı arttırıcı tedbirler alın şeklinde yorumlayabiliriz. Bu yukarıdaki mecazdan benim anladığım. Siz farklı anlayabilir, farklı yorumlar yapabilirsiniz. Kimsenin yorumu mutlak değildir sonuçta. Veya hırsızlığa karşı olan bilinçli bir nesil yetiştirin şeklinde de anlıyorum doğrusu. Bir insan aç kalmış ve bunun için çalmış olabilir bu tür insanlara ceza bile uygulanmaz, uygulanmamalı. [...]
[...] Bazı kadın ve erkek alimlerden şu yorumu duyuyorum. El kesmek’ten kasıt ele çizik atmaktır. Yani hırsızı damgalamak. Ancak bu doğru bir okuyuş değildir. Çünkü ilerde damgalanmış bu insan bir daha iş bulamaz, alay edilir, toplumdan dışlanır, elindeki o damgayı gören herkes ona cüzamlı muamelesi yapar. Terkedilmişlik ve dışlanmışlık onu topluma kazandırmaz düşman eder. Bu bir çözüm olmadığı gibi sosyal ve psikolojik yaralara sebep olur. Ha eline çizik atıp işaretledin ha kestin ikisi de aynı sonuca çıkar. [...]
fehmiuyar.net/chapter/kur-an-da-hirsizin-ellerini-kesin-hukmu-var-mi.html
ZİNA
# Çeviri hatası mı var? Çeviri, “Evli erkekle evli kadın zina ederlerse, onları recmedin” mi olmalı? (Araştır.)
RECM - Taşla öldürme, taşa tutma, birine taş atma, sövme, lânet etme, kovma, birinin namusuna iftira etme, kötü zanda bulunma; evli veya dul bulunan erkek veya kadının zina etmesi halinde İslâm mahkemesi kararıyla taşlanarak öldürülmesi anlamında bir fıkıh terimi. [...]
Kur’an-ı Kerim’de bu anlamda “recm” ifadesi bulunmamaktadır. Bir ayette “gaybı taşlamak”(el-Kehf, 18/22), başka bir yerde, “yıldızları Şeytanlar için atış taneleri yaptık” (el-Mülk, 67/5) ayetinde “atış taneleri” anlamında “rucûm” çoğul olarak gelmiştir. [...]
Bekâr erkekle bekâr kadının zina etmesi halinde, ceza her birine yüz değnek vurulmasıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Zina eden kadın ve erkekten her birine yüz değnek vurun” (en-Nûr, 34/2). [...] Hz. Peygamber’in evli olarak zina edene recm cezası uyguladığı, tevatüre ulaşan hadislerle sabittir.
Temelde kıyasa göre evlilere de yüz değnek (celde) cezası uygulanması gerekirken, bu konudaki hadislerle amel edilerek recm cezası öngörülmüştür.
Recm konusunda hükmü devam eden, fakat Kur’an ayeti olarak okunması neshedilen bir ayet de nakledilir. [...] Hz. Ömer’in sözünü ettiği okunuşu mensuh ayet şudur: “İhtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ederlerse, onları recmedin” (Mâlik, Muvatta’, Hudûd 10; İbn Mâce, Hudûd, 9; Ahmed b. Hanbel, V, 132, 183). [...]
ŞAMİL İSLAM ANSİKLOPEDİSİ, RECM maddesi(den alıntılar)
# “Mushaf’ta yazılı olmayan Kur’an ayeti” kavramı, ilginç bir kavrama benzeyir.
# “Zina yapan evli kişilere de yüz celde vurulur” tiyenler de olmuş. Kib:
# Ol körüş, sadece Hariciler’e mi ait ér? Mun soruyuŋ yanıtın, araştırmadı män. (Tabi, araştırabilir sän.)
NUR SURESİ - 41. DERS
ZİNA İLE İLGİLİ HÜKÜMLER [...]
Zina İle İlgili Hükümler
[...] Hariciler, recmin meşru olmadığını kendilerine göre deliller getirerek iddia ederler. Haricilerin delilleri şunlardır:
1- Recm, şüphesiz cezaların en ağırıdır. Şayet meşru olsaydı Kur’an-ı kerimde zikredilmesi gerekirdi. Kur’anda zikredilmemesi onun gayri meşru bir ceza olduğuna delalet eder.
2- Cariyenin haddi hür kadının haddinin yarısıdır: «Onlar evlendikten sonra bir fuhuş irtikab ettiler mi o vakit üzerlerine hür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı.» (Nisa: 25). Recm ise ikiye bölünemediğinden hür bir kadına uygulanması da sahih olamaz.
3- «Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun.» âyetinin hükmü umumilik ifade eder. Hiçbir delil olmaksızın bundan evlilere recm cezası ve başka bazı hükümler çıkarmak Kur’anın zahirine muhaliftir.
Haricilerin delilleri, yalnızca kendilerinin Resulullah (sav)’ın en mühim görevinin açıklama olduğunu bilmediklerine, Kur’anın esrarına vakıf olmadıklarına ve son derece cahil olduklarına delalet eder. [...]
AHKÂM TEFSİRİ - MUHAMMED ALİ SABUNİ, Mekke-i Mükerreme Üniversitesi Şeriat Fakültesi öğretim Üyesi • Mütercim: Mazhar TAŞKESENLİOĞLU • Şamil Yayınevi
# Ayrıca araştır; Hariciler, Haricilik.
BİR SOSYAL KÖZLEM
“Şeriat ve hırsızlık” veya “Şeriat ve zina” konusu açılsa, kulak kabartmayan kişi, yok kibi ér. “Olar, sadece çapkınlar ér veya sadece hırsızlar ér” tiyip konuyun kapatmak, kolaycılık olur, kibi körünyür. Sıradan insanlar da kulak kabartyır lär. Olardan kimilerin, dikkatli bir şekilde közlemlemege çalıştı män. Yanlış anlamadı män ése, monca endişeler de taşıyır édi lär:
• Zina eylemiyin “kanıtlamak” için, tört şahit yeterli olyur. Yeterli miktar para ödeyerek, [yeterli miktar para için şerefsizleşebilcek] tört “şahit” bulmak, imkânsız mı?
• Biri, on bilezik çalsa; kizlice beniŋ eve kirip kib çamaşır makinesiyiŋ arkaya bıraksa veya beniŋ arabadakı koltuklardan biriyiŋ alta bıraksa; sonra bir ankesörlü telefondan ihbar etse; küvenlik küçleri kelip... Sonuç ne olur? [Biri, Ömer Seyfettin’iŋ “diyet” başlıklı hikayeyin örnek verdi édi.]
“Komploya ugramag ihtimali” ve “yargılamag hatası ihtimali” olarak, endişeler özetleyilebilir, kibi körünyür. Munlar, birkaç paranoyak mı? Olumlu veya olumsuz anlamda; okuyucuyun yönlendirigseyir konumuya tüşügsemez män. Bu yüzden, yorumun okuyucuya bırakıgsayır män, vesselâm.
GRAMER NOTLARI
“Maide Sûresi, Ayet 3”, Mushaf’ta şöyle başlar; “Hurrimet aleykum el-meytetu ...” [Haram kılındı size ölmüş hayvan ...]. Meal de şöyle olsa, daha anlaşılır olur édi belki; “(Şunlar) size haram kılındı; ölmüş hayvan ...”.
Mon cümlelerde, “da, de” ve “ise” hataları var ärinç:
“Bazı fukahaya göre de haddi sirkatden dolayı sâriklerin yalnız parmaklarının kesilmesiyle iktifa olunur. Haricilere göre ise sârikin eli omuz başından “menkibinden” itibaren kesilir.”
Kib, monca olabilir édi lär ärinç:
“Öte yandan, bazı fukahaya göre, haddi sirkatden dolayı sâriklerin yalnız parmaklarının kesilmesiyle iktifa olunur. Fakat Haricilere göre, sârikin eli omuz başından “menkibinden” itibaren kesilir.” Veya
“Bazı fukahaya göre, haddi sirkatden dolayı sâriklerin yalnız parmaklarının kesilmesiyle iktifa olunur. Haricilere göre, sârikin eli omuz başından “menkibinden” itibaren kesilir.” kibi.
# Bilgilendirici-aydınlatıcı bir yazı mı oldu, kafa karıştırıcı bir yazı mı oldu? Munun ben de bilmeyir män. Sadece, “kişilere köre tegişebilir mun” tiyebilir män. ☺
# Bu yazıda, neŋ kişiye veya neŋ kuruma yönelik, övgü veya yergi yok ér.
# Bu yazı, okuyucuya neŋ konuyun benimsetmek veya benimsetmemek amaçı taşımaz.
# Bu yazıda hatalar var olabilir. Çeşitli kaynaklardan araştırmaglar yapmak, uygun tutum olabilir.
# Türkçe-21 Sitesi’yiŋ taleb üzere, burada da “tarafsız bilimsel bakış açısı” kullanmaga çalıştı män.
# Bu yazılardan da şöyle veya böyle etkilenmek veya etkilenmemek, okuyucuyuŋ sorumlulukta ér.
— Konuk Yazar 1 —