benzerlik yapım eki, benzetiş, benzetim, Göktürk yazıtları, ilah, kaynak, Orhun kitabeleri, sebep belirtimi, Tanrı gibi, tanrıdag, teşbih
TÜRKÇE212 [20] -dag, -deg ; -dın, -din, -dun, -dün• +dag, +deg
• +dın, +din, +dun, +dün
“teg” ve “+dag, +deg”
+dın, +din, +dun, +dün
“teg” ve “+dag, +deg”
Türkçe-21’iŋ tesbite köre; “+dag, +däg ; +tag, +täg”: “täg [gibi, kibi, teg]” edatıdan tönüşmüş yapım eki ér. Mun turum, “andag, antag, muntag” kelimeleriden açıkça körülyür. Çünkü “andäg, antäg, muntäg” olmamış. O halde, “andag, antag, muntag” kelimelerideki “+dag, +tag”lar, “kelime” tügül, “ek” ér lär.
andag, antag, āntāg (br.), āndāg (br.) öyle, böylece
ança biraz, bu türden
ançata ondan sonra
ançma < ança+ma o kadar
anda, anta orada, ondan sonra; derhal
andın, antın oradan, ondan
anın onun için
montāg (br.), bk. muntag
muntag, montāg (br.) böyle
munça, bunça bunca
munta burada
täg, täg (br.) gibi
täg— erişmek, yetişmek, hücum etmek, değmek
tägi kadar
ESKİ TÜRKÇE’NİN GRAMERİ, A. VON GABAIN, Çeviren: MEHMET AKALIN, TDK Yayınları, Sözlük bölümü
“+dag, +däg ; +tag, +täg” eki, “täg” kelimesi ile eş anlamlı olamaz. Aksi halde, “an täg, mun täg” yazmak yeriye, “andag, antag, muntag” yazmak; kereksiz bir yazım hatasıdan başka bir şey olmaz édi.
“+dag, +däg ; +tag, +täg” eki, “täg” kelimesiden farklı anlamlı olmalı fakat “täg” kelimesiye yakın anlamlı da olmalı ärinç.
“täg” kelimesi, iki şey arasıda benzerlik/benzetmeg anlatır; “böri täg sü [kurt kibi asker]” kibi.
“+dag, +däg ; +tag, +täg” eki, “kavramsal olarak benzerlik kurmak” yolu ilen, kelimeler türetir.
# Türkçe-21 Biçimi’de, sadece “+dag, +deg” ér; “täg (/teg)” ile karışmasın tiyin “ünsüz uyumu”ya uymaz.
Türkçe-21 Biçimi’ye köre:
ana-dag | : | 1) “ana” yeriye keçmiş kadın, bakıcı kadın. 2) üvey ana |
än-däg | : | “o” tügül fakat “o”ya denk, öyle (andag → ändäg) |
baba-dag | : | 1) “baba” yeriye keçmiş adam, bakıcı adam. 2) üvey baba |
evlat-dag | : | 1) “evlat” konumuya kelmiş kişi. 2) üvey evlat |
kaplan-dag | : | leopar, pars [äniŋ özellikler kaplan’a denk sayılabilcek bir hayvan] |
kardaş-dag | : | 1) “kardaş” konumuya kelmiş kişi. 2) üvey kardaş [äniŋ ana ymä baba ymä başka] |
köpek-deg | : | çakal [äniŋ kimi özellikler “köpek”e benzer sayılmış gerçek varlık] |
mun-dag | : | “bu” tügül fakat “bu”ya denk, böyle |
para-dag | : | “para”ya denk sayılan [kib: “çek”] |
teŋri-deg | : |
(1) Teŋri’ye (/her şeyin Yaratan’a) benzer (/yaklaşık eşit) tiye
tüşünülen hayal ürünü varlık. (2) ilah, herhängi bir ilah [gerçek de olabilir, hayal ürünü de olabilir]. # (2)’deki anlam, “anlam kenişlemegi” yolu ilen ortaya çıkar. # (2)’deki anlamda “Teŋri”; hem “Teŋri” hem “teŋrideg” ér. |
yılan-dag | : | ejderha [äniŋ kimi özellikler “yılan”a benzer hayal ürünü varlık] |
# “Ek” tarafıdan “taban”a ekleyilen anlam, tabana köre, biraz tegişebilir.
# “Brahmi Yazısı (br.)” ilen yazılmış Türkçe eski metinler, epey yazım yanlışları içerir.
Yazıtlar’dakı mon sözlere bakalım:
“Täŋritäg Täŋri’dä bolmış Türk Bilgä Kagan” [Kül Tigin Yazıtı’dan]
“Täŋritäg Täŋri yaratmış Türk Bilgä Kagan” [Türk Bilge Kagan Yazıtı’dan]
• “Täŋritäg Täŋri” tamlamagıdakı “täg”, “kelime” ése; mun tamlamag, mon anlama kelir: “Täŋri kibi Täŋri” yani “Täŋri”, başka bir şeye benzemez-benzetilemez tiyin; Täŋri, Täŋri’yiŋ öze benzetilerek övülmüş olyur [Tänri’ye saygı belirtilmiş olyur].
# “Täŋri täg Täŋri” sözü, “adam kibi adam” sözüye kıyaslayılır ése, mon anlama da kelebilir:
“Tanrı kibi Tanrı” yani “hayal ürünü tügül gerçek Tanrı”.
• “Täŋritäg Täŋri” tamlamagıdakı “täg”, “ek” ése; mun tamlamag, mon anlama kelir: “ilah Täŋri” yani “Täŋri; bilinçsiz evren tügül, bilinçli ilah ér” tiye belirtilerek, Täŋri, övülmüş olyur [Täŋri’ye saygı belirtilmiş olyur].
Mun tamlamagdakı “täg”, “ek” ése; “Täŋridäg Täŋri” yazmak, daha togru yazım olur édi; “ek” ve “kelime” ayırımıyın, tam közderebilmek için.
# “ilah” kelimesi, çok ilahlı diynler de dikkate alılıp monca da tanımlayılabilir ärinç; “yoktan var kılabilen veya Evren’de büyük tegişiklikler yapabilen bilinçli varlık”. Kib, bir yıldızın var kılabilmek veya Dünya’yın var kılabilmek veya bir galaksiyin (veya bir yıldız kümesiyin) yok etebilmek.
Mun turumda; “Teŋri”, “ilah [teŋrideg]” de ér. Fakat her ilah [her teŋrideg], “Teŋri” émez.
Arabca’dan örnek: “Allah”, ilah ér. Her ilah [kib; “Lat, Menat, Uzza”], Allah émez.
Grekçe’den örnek: “Zeus”, ilah ér. Her ilah [kib; “Poseidon, Afrodit, Hephaistos, Ares”], Zeus émez.
# Arabca’da;
ilah : herhängi bir ilah,
el-ilah : herhängi bir ilah tügül, belirli bir ilah yani Allah.
Kimi tıl bilimcilere köre “Allah” kelimesi, “el-ilah → el-lah → Allah” tönüşümü ilen ortaya çıkmış.
# Arabca’da; “el-ilah” timek ile
· Fakat Türkçe’de “a - e” farkı önemli ér; “at - et, atmak - etmek, ak - ek, akmak - ekmek” kibi.
Eski zamanlarda, Arablar’ıŋ diyn, çok ilahlı édi. Mundun, Arabca’da “Allah” kelimesi, monca ortaya çıkmış ärinç; “ilah → el-ilah → Allah”. [“Allah” kelimesiyiŋ köken konusuda, farklı körüşler de olabilir. Araştır.]
Eski zamanlarda, Türkler’iŋ diyn, tek ilahlı édi tiyin ärinç; “ilah” anlamda bir kelimeye, nadiren kerek tuyulmuş ärinç. “Täŋri” kelimesi, kenel olarak, yeterli olmuş ärinç.
# “Türkler’iŋ diyn, tek ilahlı édi” cümlesi, Köktürk Yazıtları’dan çıkarılmış sonuçun belirtir. Başka bazı Türk boyları, çok ilâhlı diynlere ınanmış édi belki. Mitolojik veriler de burada biziŋ konu émez.
+dın, +din, +dun, +dün
700’lü yıllarda Türkçe’de, “ayrılmag hali” eki;
kimi kelimelerde “-dan, -dän ; -tan, -tän” olmuş,
kimi kelimelerde “-dın, -din ; -tın, -tin” olmuş.
bak: TÜRKÇE211 [01] İYELİK EKLERİ, TURUM EKLERİ; İSİMLER →
2. KÖKTÜRK YAZITLARI’DA; İYELİK ÇEKİMLERİ, TURUM ÇEKİMLERİ
Türkçe-21 Biçimi’de;
“-dan, -den ; -tan, -ten”, “ayrılmag hali” eki ér,
“-dın, -din, -dun, -dün ; -tın, -tin, -tun, -tün”, yapım eki kibi ér.
Türkçe-21’de “-dın, -din, -dun, -dün” eki, monca anlamlar verir;
“-dan tolayı, -den ötürü, -den kaynaklanarak, ...yüzüden, ...sebebi ile, ...nedeni ile”.
“Yagmur yagmagdın, yerler ıslandı.” [Yagmur yagmagdan tolayı, yerler ıslandı]
“Hızlı koşmagdın yoruldu.” [Hızlı koşmagdan tolayı yoruldu]
“Çok sıcak ortamdın bunaldı män.” [Çok sıcak ortam nedeni ile bunaldı män] kibi.
# Mun ek, “yüklem”e kelmez. Yani iki tam cümleyin ilişkilendirmek için kullanılmaz.
Kib, monca olmaz:
“Yagmur yagdıdın yerler ıslandı.” [Yagmur yagdı + dın + yerler ıslandı],
“Hızlı koştudun yoruldu.”
Kib, monca olur:
“Yagmur yagdı tiyin yerler ıslandı.” veya “Yagmur yagdı. Mundun yerler ıslandı.”
“Hızlı koştu tiyin yoruldu.” veya “Hızlı koştu. Mundun yoruldu.”
# Mun ek de kerekli turumlarda “küçük ünlü uyumu”yun ihlal eter; “o-dın (än-din), bu-dın, şu-dın” kibi.
# “mundun, mondun” için bak: TÜRKÇE212 [16] MON MUN İNÇE
Türkçe-21 Sitesi