yalınsıg cümle etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yalınsıg cümle etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

02 Haziran 2024

YALINSIG CÜMLELİ ANLATIM

Amasya tamimi, anlaşılır anlatım, Erzurum kongresi, gereksiz uzun cümle, mebuslar meclisi, misakı milli, Sivas kongresi, uzun cümle, yalın cümle, yalınsıg cümle, yaş ve kısa süreli bellek

TÜRKÇE213 [12] YALINSIG CÜMLELİ ANLATIM

YALINSIG CÜMLELİ ANLATIM

(Bu yazıyın kolay anlamak için, önce, “KISA SÜRELİ BELLEK” başlıklı yazıyın okumak, uygun olur.)

Yalınsıg cümleli anlatım yapmak tercih etilmeli. Anlatım, yalınsıg cümleler ilen yapılır ése okuyucu; kolay, tam, togru anlayabilir. Anlatılan konu, sözel olsa da sayısal olsa da.

Kereksiz uzun cümleler kurulmamalı.“Kereksiz uzun cümle kurmak ne?” Mun soruya, monca yanıt vermek mümkün ér; “2 cümlede anlatılabilcek anlamın, 1 cümlede anlatmak”, kereksiz uzun cümle kurmak olur. [Anlatımın; “kolay anlayılır 2 cümlede yapmayıp zor anlayılır 1 cümlede yapmak”, kereksiz uzun cümle kurmak olur.]

Karışık, karmaşık, kereksiz uzun cümleli anlatımlar, en basit konuların bile, anlayılmaz kılar. En basit konuların bile, anlayılmaz kılan tüm anlatım biçimleriden kaçınılmalı.

Zor anlayılan anlatımlar, anlatana da okuyana-tinleyene de yararlı olmaz. Munlardan çoku, yazıldı än yerde, söyleyildi än yerde kalır. Yani boşa kiter.
Yalınsıg cümleli anlatım yapmak, normal anlatım (“tile keldi än kibi” anlatım) yapmaktan daha zor ér. Tıla hâkimiyet ve kafadakı bilgiye tam hâkimiyet kerektirir. Ama okuyucu/tinleyici, yalınsıg cümleli anlatımın, daha kolay anlar. Mundun, okuyucu/tinleyici için daha zevkli ér.
Kimi ögrenciler, ders çalışmagın pek sevmez. Munuŋ bir neden, çok zor anlayılan cümleler ile tolu kitablar ér. 1, 2 de tügül; bir sürü kitab. Anlatılan konuyun, önceden bilmeyenlere; agır, anlayılmaz, itici kelen, uzatılmış cümleler. Sonuç: Neŋ bilgi ögrenmemek veya azıcık bilgicikler ögrenmek.
Okul çagları keride kalmış kişiler için de benzer turum söz konusu ér. Kişi, neŋ kitabın ele alır. 1-2 sayfa okur. Cümlelerin, tek okuyuşta anlamak, çok kez mümkün ése, okumaga devam eter. Arada bazı cümlelerin, 2-3 kez okumak zoruda kalsa bile, okumaga devam eter belki. Ama her cümleyin anlamak için, en az 2/3/4 kez okumak zoruda kalyır ése; ol kitabın bırakır, bir daha da ele almaz.
Yalınsıg cümleli yazılmış yönetmelik tüşünelim. Künde 2-3 saat ayırarak, mun yönetmelikin, 2-3 künde, baştan sona okuyup anlamak mümkün olsun. Aynı yönetmelik, kereksiz uzun cümleli yazılır ése; künde 2-3 saat ayırarak, 2-3 haftada anlamak bile, mümkün olmayabilir. Yanya, cümleler; nokta-virgül togru tüzgün koyulmamış, özne/tümleç/yüklem belirsiz turumda ése ne olur? Kib, yönetmelik, “elmaların pazarda satıŋ” tir; ama okuyan kişiler, “armutların çöpe atar” lär.
Yazdı sän yazıyın kim okucak? Yapçak sän konuşmagın kim tinlecek?

a) Yazıda anlattı sän neŋneŋ nemelerin, zaten bilmekte olan kişiler mi? Kib, sadece profesörler okusun tiyin, doktora tezi mi yazyır sän?

Sadece profesörler okusun tiyin, doktora tezi yazılyır ése; cümleleriŋ uzun-kısa olmag; yine de önemli ér. Ama çok önemli olmayabilir. Çünkü zaten profesörler, ol yazıda anlattı sän nemelerin (veya olardan çokuyun), önceden bilir.
b) Yazıda anlattı sän nemelerin, oların henüz bilmeyen ve oların, ol yazıdan ögrencek biriler mi (mesela ögrenciler, halk, kitle)?

Bilir sän nemelerin anlatan metin okumak, başka şey ér; bilmez sän nemelerin anlatan metin okumak, başka şey ér. Teneyiŋ.

Neŋ okuyucu, söze monca başlayabilir: “Yazar, cümlelerin uzatmış da uzatmış. Hep 3-4 cümleyin karıştırıp tek cümle kibi yazmış. Her cümleyin anlamak için 3-4 kez okuyur män. 3-4 sayfa okudu män; beniŋ beyin patladı.” Ama söze munca başlayan okuyucu, sözlerin monca bitirmez: “Çok yetenekli yazar! Bravo!”

Benzer şeyler, “konuşan-tinleyen” için de keçerli ér.
Siziŋ yazıyın önce, anlam anlatımı olarak, “siziŋ tile keldi än kibi” yazıŋ. Sonra, ol yazıyın tüzenleyiŋ:
Uzun cümlelerin parçalayıŋ, cümlelerin uygun sıralayıŋ, cümle ögeleriyin uygun sıralayıŋ, noktalamag işaretleriyin koyuŋ, vs. 
UYGULAMAG

TC ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
YAYIN NO: 998-1032

ERZURUM KONGRESİ’NE
KADAR GELİŞİM
Türkçe-21 Biçimi Uygulamagları:


ERZURUM KONGRESİ’YE
TEGİ KELİŞMEGLER
Samsun’a çıktıktan kısa bir süre sonra Amasya’ya geçerek tarihsel Tâmimi yayınlayan Mustafa Kemal Paşa, “kongre yolu ile örgütlenmenin” de öncülüğünü yapmaktadır. Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıkdı. Kısa süre sonra Amasya’ya keçdi. Orada tarihsel Tamim’in yayınladı. Bu şekilde, “kongre yolu ilen örgütlenmegiŋ” de öncülükün yapmakta édi.
Amasya Tâmimi’nin en önemli hükümlerinden biri neydi acaba? Amasya Tamimi’yiŋ kimi hükümler, en [çok] önemli édi. Munlardan biri, ne édi acaba?
Bildiğiniz gibi, ulus egemenliği düşüncesinin ilk kez açığa vurulduğu Amasya Tâmimi hükümleri arasında Sivas’ta ulusal bir kongre toplanması isteği de vardı. Bilir séz, ulus egemenliki tüşüncesi, ilk kez Amasya Tamimi’de açıka vuruldu. Mun Tamim’iŋ hükümler arasıda, Sivas’ta ulusal kongre toplanmagı isteki de var édi.
Mustafa Kemal Paşa, sivil makamlara da buyurma yetkisine dayanarak ve bu yetkinin bölgesel olan sınırlarını aşıp bütün yurda Tâmimi duyurarak kongrenin toplanma hazırlıklarına başlanmasını istemişti. Mustafa Kemal Paşa, sivil makamlara da buyurmag yetkisiye tayanyır édi. Mun yetkiyiŋ bölgesel olan sınırların da aştı. Bütün yurta Tamim’in tuyurdu.  Böylece, Kongre’yiŋ toplanmag hazırlıklarıya başlanmagın istedi édi.
Bu işle hem komutanlar hem de sivil yöneticiler uğraşacaklardı. Mun iş ile, hem komutanlar hem sivil yöneticiler, ugraşçak édi lär.
Acaba böyle bir ulusal kongrenin bir an önce toplanmasını Mustafa Kemal Paşa neden istemişti? Mustafa Kemal Paşa, munca ulusal kongreyiŋ, en kısa zamanda toplanmagın istedi édi. Acaba neden?
Amasya Tâmimi’nin duyurulmasına kadar yurtta 8 kongre toplanmıştı. Amasya Tamimi’yiŋ tuyurulmaga kadar, yurtta 8 kongre toplandı édi.
Bunlardan biri dışında diğerleri yöresel ve bölgesel nitelikte idi. Biriyiŋ tışta, yöresel ve bölgesel nitelikte édi lär.
Örneğin Kars’ta 4, Ardahan’da 2, İzmir’de 1 kongre toplanmıştı. Kib, Kars’da 4 kongre toplandı édi. Ve Ardahan’da 2, İzmir’de 1 kongre toplandı édi.
Bu kongrelerin Doğuda toplanılanlarında, o bölgenin Ermenilere karşı savunulması, bu amaçla gerekirse siyasal bir güç de oluşturulması düşüncesi yatıyordu. Mun kongrelerden, Toguda toplanılanlarda, ol bölgeyiŋ Ermenilere karşı savunulmag tüşüncesi yatyır édi. Mun amaç ile kerekir ése, siyasal küç de oluşturulmag tüşünülyür édi.
İzmir’de ise Yunan işgalinin yaklaşması nedeniyle bir büyük toplantı yapılmıştı. Öte yandan, İzmir’de de büyük bi toplantı yapıldı édi. Tıltag, Yunan işgaliyiŋ yaklaşmag édi.
Anlaşılıyor ki Mustafa Kemal Paşa, bu girişimleri olumlu bir biçimde desteklemesine rağmen, onlarda bütün ulusu birleştirici bir nitelik göremiyordu. Mustafa Kemal Paşa, mun kirişimlerin, olumlu biçimde destekleyir édi. Ama mon da anlayılyır; munlarda, bütün ulusun birleştirici nitelik körmeyir édi.
Bu amacına en uygun düşecek tek kongre belki yukarıda da kısaca adını belirttiğimiz “Millî Kongre” olabilirdi. Äniŋ mun amaça en uygun tüşçek tek kongre, belki “Millî Kongre” olabilir édi. Yukarıda da kısaca munuŋ adın belirtti édi méz.
Aslında bu Kongre büyük bir iyi niyet ürünüydü. 29 Kasım 1918’de Ateşkes Anlaşmasının imzasından hemen sonra İstanbul’da toplanmıştı. Asılda mun Kongre, büyük iyi niyet ürünü édi. 29 Kasım 1918’de Ateşkes Anlaşmagı’yıŋ imzalayılmagdan hemen sonra, İstanbul’da toplandı édi.
Ünlü göz hekimi Esat Paşanın girişimiyle, bu kongreye o günlerde İstanbul’da varlığını sürdüren birkaç siyasal parti ile bazı kuruluşlar katılmışlardı. Ol künlerde İstanbul’da kendileriŋ varlıkın sürdüren, birkaç siyasal parti var édi. Mun kongreye, mun siyasal partiler ile bazı kuruluşlar katıldı édi lär. Munlarıŋ katılmaglar, ünlü köz hekimi Esat Paşa’yıŋ kirişimiŋ netice édi.
Kongre, yurdun savunulması için bütün ulusal güçlerin toparlanması, Osmanlı Devleti’nin Savaştan sonra kurulan ve yenenlerin üstünlüğü altında çalışan Uluslar Kurumuna [Milletler Cemiyeti/Cemiyet-i Akvam] alınmasının sağlanması, yurt dışına kurullar gönderilerek Türklerin uğradığı haksızlıkların anlatılması gibi amaçları gerçekleştirmek istiyordu. Kongre, monca amaçların gerçekleştirmek isteyir édi: Yurtuŋ savunulmag için bütün ulusal küçleriŋ toparlanmag. Uluslar Kurumu’ya, Osmanlı Devleti’yiŋ alılmagıŋ saglayılmag. [Uluslar Kurumu/ Milletler Cemiyeti/ Cemiyet-i Akvam; Savaş’tan sonra kuruldu édi. Yenenleriŋ üstünlükte çalışyır édi.] Yurt tışıya kurullar gönderilerek, Türkler ugradı haksızlıklarıŋ anlatılmag.
Ancak bu Kongre, adının önündeki “millî” [ulusal] sıfatına uyabilecek bir yapıda değildi. Mun Kongre’yiŋ adıŋ önde, “millî” [ulusal] sıfatı var édi. Ancak mun sıfata uyabilcek yapıda tügül édi.
Acaba neden? Acaba neden?
Tarihimizdeki ilk “millî” kongre olmasına rağmen, bu toplantıları düzenleyen ve alınan kararları uygulayacak bir dernek veya o nitelikte bir başka kuruluş yoktu. Bu, biziŋ tarihdeki ilk “millî” kongre édi. Ama mun toplantıların tüzenlecek, alılan kararların uygulacak; ternek veya başka kuruluş yok édi.
Yurtsever aydınların, siyasal partileri bir uyum içine getirip, diğer sivil toplum örgütleriyle bu konuda uygulamaya geçilebileceği düşüncesi yanlış bir hesaba dayanıyordu. Yurtsever aydınlarıŋ tüşünce, mon édi: Önce siyasal partilerin, uyum içiye (/uyumlu turuma) ketirmek. Sonra öteki sivil toplum örgütleri ile işbirliki yapılarak, mun konuda uygulamaga keçmek. Ama mun tüşünce, yanlış bi hesaba tayanyır édi.
Zira hem bu Kongre’ye karşı olan ve katılmayan başka siyasal partiler vardı, hem de katılan siyasal partiler ile diğer kuruluşların üyeleri arasında başkentin ağır siyasal havası nedeniyle bir anlaşmaya, uzlaşmaya varılması hemen hemen olanaksızdı. Çünkü hem bu Kongre’ye karşı olup katılmayan başka siyasal partiler var édi. Hem katılan siyasal partiler ile diğer kuruluşlarıŋ üyeleriŋ aralarda; anlaşmaga, uzlaşmaga varılmag, hemen hemen olanaksız édi. Çünkü başkentiŋ siyasal hava, çok agır édi.
Bu nedenle, bütün iyi niyetli çabalara rağmen “Millî Kongre”nin ömrü az oldu. Yapmak istediği çalışmaların da büyük bir bölümünü gerçekleştiremedi. Mundun, bütün iyi niyetli çabalara rağmen, “Millî Kongre”yiŋ ömür az oldu. Yapmak istedi än çalışmaglarıŋ büyük bölümün de yapamadı.
Varsayalım ki, bu kongreyi düzenleyen bir ulusal örgüt vardı ve alınan kararlar bütün üyelerin ortak düşüncelerini yansıtıyordu. Ayrıca gene varsayalım ki, mevcut bütün siyasal partiler de Kongre kararını destekliyorlardı. Bir an için monların varsayalım: Mun kongreyin tüzenleyen ulusal örgüt var édi. Alılan kararlar, bütün üyeleriŋ ortak tüşüncelerin yansıtyır édi. Mevcut bütün siyasal partiler de Kongre kararıyın destekleyir édi lär.
Bunlara rağmen “Millî Kongre”nin başarılı olarak çalışması, hattâ sadece çalışması bile mümkün değildi. Acaba neden? Düşününüz. Munca olsa édi bile, “Millî Kongre”yiŋ başarılı olarak çalışmag, mümkün tügül édi. Hattâ äniŋ sadece çalışmag bile mümkün tügül édi. Acaba neden? Tüşünüŋ.
Sanırız bu sorunun yanıtını hemen verebilirsiniz: Millî Kongre İstanbul’da, yani Başkentte toplanmıştı; orada çalışacaktı. Şimdi, İngilizlerin her dediğini yapan bir Hükümet, azınlıkların şımarık gösterileri, her olumlu adımdan ürken bir padişah, ayrıca kentte bulunan işgal devletleri temsilcileri... Sanır méz mun soruyuŋ yanıtın hemen verebilir séz: Millî Kongre, Başkent İstanbul’da toplandı édi. Orada çalışçak édi. Ama orada, İngilizler tidi her şeyin yapan Hükümet var édi. Padişah, her olumlu adımdan ürkyür édi. Azınlıklar, sürekli, şımarık közderiler tüzenleyir édi. Ayrıca kentte, işgal devletleriyiŋ temsilciler bulunyur édi.

[“Ama orada, İngilizler ne tir ése yapan bir Hükümet var édi.”,
“İnçip orada, İngilizler’ceg tiyilen neŋneŋ nemelerin yapan bir Hükümet var édi.”]

Böyle bir atmosferde yurdun kurtuluşu için alınabilecek kararlar nasıl uygulanırdı? Hattâ nasıl karar alınabilirdi? Munca atmosferde, yurtuŋ kurtuluş için alılabilcek kararlar, nasıl uygulayılır édi? Hattâ nasıl karar alılabilir édi?
Nitekim, Meclis-i Mebusan’ın tekrar açılması söz konusu olduğu zaman Mustafa Kemal Paşa toplantıların İstanbul’da yapılabilmesinin imkânsız olduğunu söylemiş ama kimseye derdini anlatamamıştı. Nitekim Mebuslar Meclisi’yiŋ tekrar açılmag söz konusu oldu édi. Ol zaman Mustafa Kemal Paşa, “toplantıların, İstanbul’da yapabilmeg imkânsız” tidi édi. Ama neŋ kişiye, munun anlatamadı édi.
O Meclis-i Mebusan’dan “Misak-ı Millî” kararı çıkınca, İstanbul resmen işgal edildi ve Meclis dağıtıldı. Demek ki İstanbul’da hiçbir ulusal girişim gerçekleştirilemezdi [Bu konuyu 7.ünitede göreceğiz]. Ol Mebuslar Meclisi’den, “Misak-ı Millî” kararı çıktı. Mundun, İstanbul, resmen işgal etildi. Ve Meclis tagıtıldı. Mun mon timek ér; İstanbul’da, neŋ ulusal kirişim gerçekleştirilemez édi [Mun konuyun 7. ünitede körcek méz].
Gerçekten Millî Meclisin çalışmaları bir süre sonra tavsadı. Gene aynı yurtsever amaçlarla İstanbul’da kurulan “Vahdet-i Milliye Heyeti” [Millî Blok] da aynı nedenlerle başarısız kaldı. Gerçekten Millî Meclis’iŋ çalışmaglar, bir süre sonra tavsadı. “Vahdet-i Milliye Heyeti” [Millî Blok, Millî Birlik Kurulu] da, aynı yurtsever amaçlar ile İstanbul’da kuruldu édi. Mun da aynı nedenlerden başarısız kaldı.
Mustafa Kemal Paşanın başkanlığında toplanan Erzurum Kongresi sırasında - 27 Haziran-30 Temmuz tarihleri arasında ünlü Balıkesir Kongresi de toplanmıştır. Yunan işgaline karşı cepheler kurulması ve ulusal birlikler oluşturulması için her türlü yola başvurulacağı bu kongrede alınan kararlar arasındadır. Erzurum Kongresi, Mustafa Kemal Paşa’yıŋ başkanlıkta toplandı. Bu sırada, ünlü Balıkesir Kongresi de toplandı (27 Haziran - 30 Temmuz). Mon kararlar da alıldı: Yunan işgaliye karşı cepheler kurulmag için, ulusal birlikler oluşturulmag için; her türlü yola başvurulcak.
Bu kararlar çok cesur ve yurtsever nitelikte iseler de, ulusun birleşme ve bütünleşme sürecini ya tamamen kesebilir veya büyük ölçüde geciktirebilirdi. Bu kararlar, çok cesur ve yurtsever nitelikte édi. Ama ulusuŋ birleşmeg ve bütünleşmeg süreçiyin, tamamen kesebilir édi lär. Veya büyük ölçüde keçiktirebilir édi lär.
İşte Mustafa Kemal Paşa İstanbul dışında, güvenli bir yerde, bütün yerel örgütleri ulus çatısı altında birleştirebilecek adımı bu nedenle bir an önce atmak istiyordu. Mundun, Mustafa Kemal Paşa; kereken adımların, en kısa zamanda atmak isteyir édi. Bütün yerel örgütlerin, ulus çatısı altıda, mun adımlar ilen birleştirebilcek édi. Ama mun adımlar, İstanbul’dan tışta, küvenli neŋ yerde atılmalı édi.
Şimdi sanırız ki yerel ve bölgesel örgütlerle, bu örgütlerin topladıkları kongrelerin ulusal direnişi bütünleştirmekte sakıncalı da olabileceğini gördünüz. Bu konuda kendi düşüncelerinizi irdeleyiniz. Şimdi sanır méz monun kördü séz: Yerel ve bölgesel örgütler kurulmuş olabilir. Munlar, kongreler de toplayabilir. Ama mun örgütler ve ol kongreler, ulusal tirenişin bütünleştirmekte sakıncalı da olabilir. Mun konuda, siziŋ öz tüşüncelerin irdeleyiŋ.

NOTLAR
Burada, kenel bir sorunun ele alyır méz; özelleyi mun kitabıŋ anlatım şekliyin ele almak, biziŋ amaç tügül. Mun kitabın veya munuŋ yazarın eleştirmek kibi bir amaç yok. Mun kitabıŋ yazarın, herhängi bir şey ile itham etyir de tügül méz. Bu metin sadece, “yalınsıg cümleli anlatım” konusuyun açıklayabilmek için seçilmiş herhängi bir metin ér (önemli bilgiler de içeren bir metin ér). Yazar’a teşekkürler.

Ders kitabı veya tügül; diğer pek çok metinlerdeki anlatımlar; çok daha karışık/ karmaşık ér. Tek cümle kibi körünen, gerçekte 2/3/4/5 cümlelik anlatımlar, çok var.

Haber bültenleride, belgesel filmlerde, konferanslarda bile. Gerçi munlar da, yazılı metinleriŋ seslendirilmeg ér, çok zaman. Monca anlatımlar çok var: Cümleleriŋ sonlar kelmeden munlarıŋ başlar unutulur. Bu yüzden, çok tinleyici çok zaman, oların togru-tam anlamaz. (Bu; toplumun cahil ve karışık kafalı kılmak isteyenler için de önemli veri ér. Fakat cahil ve karışık kafalı toplum, çok sorun üretir. Toplumdakı her kişi, mun sorunlardan pay alır; yöneticiler ve patronlar dahil. Kib, kalifiye eleman bulamamak.)

Okuyanın, seslendirenin, tinleyenin kereksiz yoran; verimsiz, yetersiz anlatım biçimleri ér lär. [Bu, kenelleyin bi yorum ér; yukarıdakı alıntıya özel tügül.]
“Amasya Tamimi’yiŋ en önemli hükümlerden biri ne édi acaba?”

Mun cümle, “Karışık Kısa Cümle” tipte cümlelerden ér. Parçalayılsa iyi olur [-18 yaş kişiler için], parçalayılmasa da olur [18+ yaş kişiler için] tipte cümlelerden ér.

Gerçekte bu cümleyiŋ arka planda, 3 ayrı olgu var:

“Amasya Tamimi’yiŋ bazı hükümler, äniŋ bazı hükümlerden daha önemli édi. Hatta äniŋ bazı hükümler, en önemli édi. Bu en önemli hükümlerden biri, ne acaba?”

Mun cümleyin (ve muna benzerlerin) parçalamagıŋ önem, muhatap okuyucuya köre tegişir. Kib: Okuyucu 16 yaşta ése munuŋ önem az olur, okuyucu 10 yaşta ése munuŋ önem çok olur.
Yukarıdakı alıntıda, kısa cümleler de körülyür:

“Amasya Tâmimi’nin duyurulmasına kadar yurtta 8 kongre toplanmıştı.”
“Bunlardan biri dışında diğerleri yöresel ve bölgesel nitelikte idi.”
“Örneğin Kars’ta 4, Ardahan’da 2, İzmir’de 1 kongre toplanmıştı.” kibi.

18+ yaş normal kişilerde, kısa süreli bellek, munların kolayca kuşatabilir, kibi körünyür. Fakat kib, “Kib, Kars’ta 4 kongre toplandı édi. Ve Ardahan’da 2, İzmir’de 1 kongre toplandı édi.” anlatımı, daha anlayılır olur.
Kib, ilkokul mezunu neŋ kişiyiŋ bilgi birikimi, lise mezunu neŋ kişiyiŋ bilgi birikimiden az olur, kenelde. Aynı yaştakı mun kişileriŋ bilgi birikim farkı, metinlerin anlamak farkıya da neden olur. Kısa süreli bellek kapasiteleri, ikisiyiŋ de kib, 7 birim olsa bile.
Fazladan birkaç kelime kullanmak ilen kelimeler tükenmez. Anlayılırlık artyır ése, metinde kelime tekrarı/artışı, iyi olgu olur.
“Sohbet havasıda yazmak” fikri közel ér. Ama cümleler, sohbet cümleleri olmalı. Äniŋ son kelmeden äniŋ baş unutulan uzamış cümleler ilen sohbet olmaz.
- 1 cümleyin birkaç cümleye bölebilmek,
- Birkaç cümleyin 1 cümlede toplayabilmek.
Yurtsever aydınlarıŋ tüşünce, mon édi: «Önce siyasal partilerin, uyum içiye ketirmek. Sonra diğer sivil toplum örgütleri ile işbirliki yapılarak, mun konuda uygulamaga keçmek.» Ama mun tüşünce, yanlış bi hesaba tayanyır édi.
Yalınsıg cümleli anlatım yapıldı ése; cümleleriŋ aralara, hängi noktalamag işareti koyuldu, mun pek önemli olmaz. Tabi, “nokta” koymak, en iyi ér. Fakat turuma köre; ister “nokta” koy, ister “virgül”, ister “noktalı virgül”.

Kib mon cümlelerin ele alalım:

Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktı. Kısa süre sonra Amasya’ya keçti. Orada tarihsel Tamim’in yayınladı. Bu şekilde, “kongre yolu ilen örgütlenmegiŋ” de öncülükün yapmakta édi.

- Şimdi “nokta” yeriye “virgül, noktalı virgül” koyalım:

Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktı; kısa süre sonra Amasya’ya keçti, orada tarihsel Tamim’in yayınladı; bu şekilde, “kongre yolu ilen örgütlenmegiŋ” de öncülükün yapmakta édi;

- Şimdi de “nokta, virgül, noktalı virgül” kullanmayalım:

Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıktı kısa süre sonra Amasya’ya keçti orada tarihsel Tamim’in yayınladı bu şekilde “kongre yolu ilen örgütlenmegiŋ” de öncülükün yapmakta édi

- Mon körülyür: Noktalamag işaretleri kullanılmasa bile, anlatımda kolay anlayılırlık azaldı ama yok olmadı. Yalınsıg cümleli anlatım başka şey ér, cümlelerin noktalamag başka şey ér.
«Samsun’a çıktıktan kısa bir süre sonra Amasya’ya geçerek tarihsel Tâmimi yayınlayan Mustafa Kemal Paşa, “kongre yolu ile örgütlenmenin” de öncülüğünü yapmaktadır.»

Samsun’a çıktı, kısa süre sonra Amasya’ya keçti, orada tarihsel Tamim’in yayınladı; Mustafa Kemal Paşa. Bu şekilde, “kongre yolu ilen örgütlenmegiŋ” de öncülükün yapmakta édi.
Metinin, yalınsıg cümleli turuma ketirir kän dikkat etilmeli; anlam yitimi ve anlam tegişimi olmasın tiyin. Kib zamansıl “sıralamag”a dikkat etilmeli.

Kib «Samsun’a çıktıktan kısa bir süre sonra Amasya’ya geçerek tarihsel Tâmimi yayınlayan Mustafa Kemal Paşa, ...» anlatımı, mon hale ketirilir ése, anlam tegişir:

«Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktı. Orada tarihsel Tamim’in yayınladı. Kısa bir süre sonra Amasya’ya keçti. ...» [anlam bozulmuş]
“Aslında bu Kongre büyük bir iyi niyet ürünüydü. 29 Kasım 1918’de Ateşkes Anlaşmasının imzasından hemen sonra İstanbul’da toplanmıştı.”

“Ateşkes Anlaşmagı, ne zaman imzalayıldı?” Mun soruyuŋ yanıtın önceden ögrenmemiş biri, ikinci cümleyin anlayamaz. Mun soruyuŋ yanıtın bilmeyen biri için, ikinci cümleden, iki farklı anlam çıkar:
• “29 Kasım 1918’de, Ateşkes Anlaşmagı imzalayıldı”,
• “29 Kasım 1918’de, Kongre toplayıldı”.

• “Gerçekte mun Kongre, büyük iyi niyet ürünü édi. 29 Kasım 1918’de, Ateşkes Anlaşmagı imzalayıldı édi. Hemen sonra, mun Kongre, İstanbul’da toplayıldı.” mı?
• “Gerçekte mun Kongre, büyük iyi niyet ürünü édi. Ateşkes Anlaşmagı imzalayıldı édi. Hemen sonra, mun Kongre, İstanbul’da toplayıldı. Kongre tarihi, 29 Kasım 1918 édi.” mi?
Anlatım belirsizliki, mon paragrafta da var:

“Mustafa Kemal Paşanın başkanlığında toplanan Erzurum Kongresi sırasında - 27 Haziran-30 Temmuz tarihleri arasında ünlü Balıkesir Kongresi de toplanmıştır. Yunan işgaline karşı cepheler kurulması ve ulusal birlikler oluşturulması için her türlü yola başvurulacağı bu kongrede alınan kararlar arasındadır.”

• “27 Haziran-30 Temmuz”: Hängi kongreyiŋ tarih ér? İki kongre de bu tarihler arasıda mı toplanmış?
• “bu kongrede alınan kararlar arasındadır”: İki kongreden söz etilmiş, hemen sonra “bu kongre” tiyilmiş; “bu kongre” sözü, hängi kongreyin belirtyir?

Mun sorularıŋ yanıtlar, ol yazı bütünlüküden anlayılabilir veya yorumlayılabilir. Fakat mun paragraf, tekçek “belirsiz” ér. “Ögretmeg” için yazılmış metinlerde, munca belirsizlikler; ögrenmegin zorlaştırıp sevimsizleştirir ve epey yavaşlatır ärinç.
“Bilir män şeylerin, bilir män biçimde yazar män. Yalınsıg cümleli anlatım için ugraşmaga beniŋ vakit yok.” ticek kişiler var olabilir. Mundun, “Yazılı metinlerin, daha kolay anlayılır biçime keldirmek”, uzmanlık talı bile olabilir, kibi körünyür.

Kib, yazılmış kitabın/metinin, ol uzmanlar tüzenler; cümlelerin parçalar lär, noktalamagların tam yapar lär... Tüzenleyilmiş kitabın/metinin, asıl yazar, kontrol eter. Sonra basım-yayım yapılabilir, kibi.

Edebiyat metinleri uzmanları, Matematik metinleri uzmanları, Tıp metinleri uzmanları, Tarih metinleri uzmanları, ... olmalı. Çünkü kib, Matematik bilmeyen biri, neŋ Matematik kitabıyın tüzenlemegin başaramaz.

Tabi, her yazar, kendi yazdı metinin, yalınsıg cümleli biçime kendi ketirebilse, daha iyi olur.  Gerçi çok da zor émez kibi; yeterli süre ugraşılsa, mun beceri, kolayca kazanılabilir kibi.
Yukarıdakı “Türkçe-21 Uygulamagları” sütunudakı anlatımların ele alıŋ. Oların; daha “Yalınsıg Cümle”li, daha “Tüzgün Cümle”li, daha anlayılır kılmaga çalışıŋ. Daha sonra, başka metinleriŋ üzerlerde, tönüşüm tenemegleri yapıŋ. [Bu bir öneri ér. ☺]
Soru: Yalınsıg cümleli anlatım, İstanbul Agızı ilen de yapılabilir mi?

Yanıt: İstanbul Agızı ilen de yapılabilir. Konya Agızı ilen de yapılabilir. Aydın Agızı ilen de yapılabilir. Azerbaycan Türkçesi ilen de yapılabilir. Kazakistan Türkçesi ilen de yapılabilir. Ve saire.

Kelime yıgını ilen anlatım [İstanbul Agızı]:
Samsun’a çıktıktan kısa bir süre sonra Amasya’ya geçerek tarihsel Tamimi yayınlayan Mustafa Kemal Paşa, “kongre yolu ile örgütlenmenin” de öncülüğünü yapmaktadır.

Yalınsıg cümleli anlatım [İstanbul Agızı]:
Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktı. Kısa bir süre sonra Amasya’ya geçti. Orada tarihsel Tamim’i yayınladı. Bu şekilde, “kongre yolu ile örgütlenmenin” de öncülüğünü yapmaktaydı.

# Yalınsıg cümleli anlatım yapmak, gerçekte kolay ér:
Cümle başı edatı + Özne + Tümleç + Yüklem + Cümle sonu edatı


# “Cümle başı edatları” ve “cümle sonu edatları”; cümleler arasıda, anlam bagı kurmak için kullanılır lär.
Türkçe-21 Sitesi