Alman bütünlüğü, devlet adamı olmak demek ikna etmek sanatına sahip olmak demek midir, diktatör, meclis çoğunluğu, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi, parlamento
[UYGULAMAG YAZISI] NS ALMAN İŞCİ PARTİSİNASYONAL SOSYALİST ALMAN İŞCİ PARTİSİ
İSTANBUL AGIZI BİÇİMİ | TÜRKÇE-21 BİÇİMİ |
BÖLÜM 1 | BÖLÜM 1 |
Kader beni, iki Alman devletinin tam sınırları üzerinde bir kasabada, Braunau am Inn’de dünyaya getirdi. |
Braunau Am Inn, iki Alman devletiyiŋ sınırlarıŋ tam üzerde kasaba ér.
Benin, mun kasabada dünyaya ketirdi, kader. [iki Alman devlet-i-yiŋ sınır-lar-ıŋ] |
Alman olan Avusturya, büyük Alman vatanına tekrar dönmelidir. | Avusturya, Alman ér; büyük Alman vatanıya tekrar tönmeli än. |
Hem bu birleşme, iktisadi sebeplerin sonucu olmamalıdır. |
Hem mun birleşmeg, iktisatıl sebebleriŋ sonuç olmamalı. [Hem mun birleşmeg, iktisatıl sebeblerden olmamalı.] |
Bu birleşme, iktisadi bakımdan zararlı olsa bile, mutlaka olmalıdır. | Mun birleşmeg, mutlaka olmalı; iktisatıl bakımdan zararlı olsa bile. |
Aynı kan, aynı imparatorluğa aittir. | Aynı kan, aynı imparatorluka ait ér. |
Alman kavmi, kendi evlatlarını tek bir devlet halinde bir araya toplamadıkça, sömürge siyaseti çalışmalarında bulunmayı hak etmeyecektir. | Alman kavim, kendiyiŋ evlatların, tek bir devlet olarak bir araya toplamalı. Yoksa sömürge siyaseti çalışmaglarıda bulunmagın, hak etmez écek än. |
Alman sınırları bütün Almanları ihtiva ettiği zaman bu nüfusu besleyemeyecek kadar güçsüz olduğunu tahakkuk ederse; bu kavmin hissedeceği gerek ve zorunlulukta yabancı topraklar elde etmek için hak sahibi olacaktır, işte o vakit, sapan yerini kılıca bırakacak ve temiz gözyaşları gelecekteki dünyanın ürünlerini hazırlayacaktır. [...] | Alman sınırları, bütün Almanların içermeli. Ama o zaman, sınırlar, nüfusun beslemege yetmez olur belki. O zaman, mun kavim, yabancı topraklar elde etmege hak sahibi olcak; kerek ve zorunluluk hissetti écek ése. O zaman, kılıç; sabanıŋ yerin alcak; temiz köz yaşları, kelecekteki dünyayıŋ sınırların hazırlacak. [...] |
Parlamento herhangi bir hususta karar alıyordu. | Parlamento, neŋ konuda karar alyır édi. |
Eğer bu karar feci sonuçlar doğuracak olursa, bu karardan dolayı kimse sorumlu tutulamıyordu. Eşi görülmemiş feci bir sonuçtan sonra ya hükümet istifa ediyor ya da parlamento feshediliyordu. | Mun karar, feci sonuçlar togursa, neŋ kişi sorumlu tutulamayır édi. Sadece ya hükümet istifa etyir ya parlamento fesih etilyir édi. |
Bu bir sorumluluk kabul etmek miydi? Şahıslarda meydana gelen ve devamlı sallanan çoğunluğun sorumlu tutulması hiç mümkün olur mu? Sorumluluk, eğer belirli bir kimse tarafından omuzlanmamış ise, bu işte bir mana var mıdır? Doğuşu ve yapılışı bir sürü şahısların irade ve eğilimine bağlı olan faaliyetlerden dolayı bir hükümet başkanını sorumlu tutmak mümkün olur mu? |
Mun, sorumluluk kabul etmek édi mi? Çokunluk, çok sayıda kişiden
oluşur ve sürekli sallanır. Çokunlukun sorumlu tutmag, hiç olgalı olur
mu? Sorumluluk, belirli bir kişiceg omuzlayılmış olmalı; aksi halde
mun işte anlam var mı? Toguş ve yapılış olarak, bir sürü kişiyiŋ
iradeye ve egilime baglı olan faaliyetler... Neŋ hükümet başkanıyın,
mun faaliyetlerden sorumlu tutmak, olgalı olur mu? [Sorumlulukun, belirli bir kişi omuzlamış olmalı; aksi halde mun işte anlam var mı? Neŋ hükümet başkanıyın, mon faaliyetlerden sorumlu tutmak, olgalı olur mu: Äniŋ toguş ve äniŋ yapılış, bir sürü kişiyiŋ iradeye ve egilime baglı olan faaliyetler.] |
Bugüne kadar yapılan tatbikat, devlet işlerini sevk ve idare eden bir şahsın, bir plan hazırlayıp bunun kıymetini boş kafalı koyun sürüsüne izah edip, bu heriflerin lütufkârane onaylarını almaktan başka bir şey midir? | Devlet işleriyin sevk ve idare eten kişi, neŋ plan hazırlar; munuŋ kıymetin, boş kafalı koyun sürüsüye izah eter; bu herifleriŋ lütufkârane onayların almaga çalışır. Bu küne kadar yapılan tatbikat, mundan başka şey mi? |
Devlet adamı olmak demek, ikna etme sanatına ve büyük prensipleri anlama ile büyük kararları çıkartma hususunda diplomasi inceliğe sahip olmak mıdır? |
Devlet adamı olmak, ne timek? İkna etmeg sanatıya sahib olmak mı?
Büyük prensiplerin anlayıp büyük kararların çıkartmag konusuda,
diplomasiyil incelike sahib olmak mı? çık— » çık—ar— » çık—ar—t— |
Eğer bir devlet adamı belirli fikre, yapısı bir tümörü andıran bir meclisin çoğunluğunu çekemezse ve bunda başarılı olamazsa, bu o devlet adamının kabiliyetsizliğini mi ortaya koyar? Acaba bir sürü herifin, bir devlet adamını büyük bir başarı göstermeden bulmuş oldukları vaki midir? [...] |
Meclis yapısı, tümörün andırır. Neŋ devlet adamı, neŋ fikire, meclis
çokunlukuyun çekmekte başarılı olamaz ése; mun, ol devlet adamıyıŋ
kabiliyetsizlikin mi ortaya koyar? Acaba neŋ devlet adamı, büyük bir
başarı közdermedi kän bir sürü herif, änin bulabilir mi, mun hiç olmuş
mu? [...] [Neŋ devlet adamı, neŋ fikire, meclis çokunlukuyun çekmekte başarılı olamaz ése, ne olur? Ol devlet adamıyıŋ kabiliyetsizlik, ortaya koyulmuş mu olur?] |
Hür bir şekilde seçilmiş bir lider bütün hareketlerinin ve kararlarının tam sorumluluğunu kendi omuzları üstüne almaya mecburdur. |
Hür şekilde seçilmiş lider, mona mecbur olur; kendiyiŋ bütün
hareketleriŋ ve kararlarıŋ tam sorumlulukun kendiyiŋ omuzlarıŋ üste
almak. [Hür şekilde seçilmiş lider, mecbur olur; kendiyiŋ bütün hareketleriŋ ve kararlarıŋ tam sorumlulukun kendiyiŋ omuzlarıŋ üste almaga.] |
Alman demokrasisinin gerçekleşmesi çeşitli meselelerin birçok günlük kararı ile halledilmesini kabul etmez. | Alman demokrasisi, çeşitli meselelere, birçok künlük karar vermek ilen gerçekleşemez. |
Kararı tek bir kişi alır. Bu tek kişi de icraatından, malları ve hayatı ile sorumludur. | Kararın tek bir kişi almalı. Mun tek kişi, kendiyiŋ mallar ve kendiyiŋ hayat ile kendiyiŋ icraattan sorumlu olmalı. |
Böyle şartlar altında böyle bir adam bulmak zor değildir. | Munca şartlarda, munca bir adam bulmak zor tügül ér. |
Tanrıya şükürler olsun Alman demokrasisinin doğru manası buradadır | Tanrı’ya şükürler olsun; Alman demokrasisiyiŋ togru anlam, burada ér. |
Bu demokrasi rastgele bir kişinin, ahlaktan yoksun, zevk noksanı bir adamın idare mevkiine çıkmasını reddeder |
Rast kele bir kişi; ahlaktan yoksun, zevk noksanı bir adam... Mun
demokrasi, idare mevkisiye munca bir adamıŋ çıkmagın ret eter. [Bu demokrasi, idare mevkisiye monca adamıŋ çıkmagın ret eter; rastkele kişi; ahlaktan yoksun, zevk noksanı adam.] |
Böylece ilerde gerçekleşmesi gereken sorumluluk korkusu, ehliyetsiz, adi ve zayıf şahısları saf dışı bırakır. [...] |
Ulayı, ileride gerçekleşçek kük sorumluluk korkusu; ehliyetsiz, adi,
zayıf şahısların saf tışı bırakır. [...] [Ulayı ehliyetsiz, adi, zayıf şahısların saf tışı bırakır; ileride gerçekleşçek kük sorumluluk korkusu.] [Muncalanı ilerde sorumlu tutulmak korkusu togar. Ehliyetsiz, adi, zayıf şahısların; saf tışı bırakır mun.] |
SONUÇ OLARAK | SONUÇ OLARAK |
Alman işçi Partisi 9 Kasım 1923 günü kapatıldı. | Alman İşçi Partisi, 9 Kasım 1923 künü kapatıldı [édi]. |
Böylece bu partinin Almanya’nın her tarafında bütün faaliyetleri yok edildi. | Muncalayı, Almanya’yıŋ her tarafta, mun partiyiŋ bütün faaliyetler, yok etildi [édi]. |
Bugün 1926 senesinin Kasım ayında bu partiyi bütün Almanya’da tekrar tam olarak hürriyetine kavuşmuş ve sahip olmuş bir vaziyette görüyoruz. | Bu kün, 1926 senesi Kasım ayı ér. Şimdi mun parti, bütün Almanya’da tekrar tam olarak hürriyete kavuştu ve sahib oldu; munun köryür méz. |
Partinin ve parti şerefinin maruz kaldığı bütün işkence, zulüm ve uğradığı iftiralar hareketimize bir zarar getirmedi. | Parti ve parti şerefi; işkencelere, zulümlere maruz kaldı édi ve iftiralara ugradı édi. Ama bütün munlar, biziŋ harekete zarar ketirmedi. |
Fikirlerindeki isabet, amacının temizliği, taraftar ve üyelerinin azimli oluşları, partinin bütün baskılardan her zamankinden çok daha kuvvetli bir şekilde çıkmasını sağladı. | Parti, bütün baskılardan, her zamankıdan çok daha kuvvetli şekilde çıktı. Äniŋ fikirlerdeki isabet, äniŋ amaçıŋ temizlik, äniŋ taraftarlarıŋ ve äniŋ üyeleriŋ azimli oluşlar, munun sagladı. |
Eğer bugünkü parlâmento sistemindeki ahlâk bozukluğu içinde bizim partimiz yaşadığı mücadelenin derin ve büyük sebeplerini, gün geçtikçe çok daha iyi bir şekilde anlayabiliyorsa, ırk ve ferdin kıymetini hissedebiliyorsa ve teşkilâtını ırk ve ferdin kıymetleri üzerine kuruyorsa, hemen hemen matematiksel bir kesinlikle şunu söyleyelim ki, Nasyonal Sosyalist Hareket için zafer günü çok yakındır. |
Bu künkü parlâmento sistemi, ahlâk bozukluku içide ér. Muna rağmen,
hemen-hemen matematiksel kesinlik ile monun söyleyelim; Nasyonal
Sosyalist Hareket için zafer künü, çok yakın ér. Çünkü biziŋ parti;
yaşadı än mücadeleyiŋ terin ve büyük sebeblerin, kün keçtikçe, çok
daha iyi şekilde anlayabilyir; ırkıŋ ve fertiŋ kıymetin his etebilyir;
teşkilâtın, ırkıŋ ve fertiŋ kıymetler üzere kuryur. [ahlâk, bozukluk, iç » ahlâk bozukluk-u iç-i] |
Partimiz gibi Almanya da, aynı şekilde sevk ve idare edilir ve teşkilâta tabi tutulursa dünya üstünde Almanya’nın hakkı olan durum muhakkak tekrar meydana gelecektir. | Dünya üstüde Almanya’yıŋ hak olan turum, muhakkak tekrar meydana kelcek ärinç; Almanya, biziŋ parti kibi sevk ve idare etilir ése ve teşkilâta tabi tutulur ése. |
Irkların tecavüze uğradığı bir devirde, kendini meydana getiren en iyi unsurlarını muhafaza altına alan ve bunları en büyük bir kıskançlıkla koruyan bir devlet er geç dünyanın efendisi olacaktır. | Irklar tecavüze ugrar devirde méz. Neŋ devlet tüşünüŋ; kendiyin meydana ketiren en iyi unsurların korumag altıya alır ve munların en büyük kıskançlık ilen korur. Mun devlet, er keç dünyayıŋ efendi olcak ärinç. |
Nasyonal Sosyalist Hareketin taraftarları, bir gün endişeye düşerlerse ve başarı şansları ile partinin kendilerinden istediği fedakârlıkların büyüklüklerini karşılaştıracak olurlarsa, yukarıda söylediklerimi hiçbir zaman akıllarından çıkarmasınlar. |
Nasyonal Sosyalist Hareket’iŋ taraftarlar, neŋ kün endişeye tüşer écek
lär belki. Ve kendileriŋ başarı şansı ile
kendilerden parti istedi
fedakârlıklarıŋ büyüklüklerin karşılaştırır écek lär belki. Ol turumda, yukarıda
söyledi män sözlerin, hiçbir zaman akıldan çıkarmasınlar. [kendilerden particeg isteyildi fedakârlıklarıŋ büyüklüklerin] |
ADOLF HİTLER [“Kavgam”dan] | Türkçe-21 Biçimi: Türkçe-21 Sitesi |
“Ol turumda, yukarıda söyledi män sözlerin hiçbir zaman akıldan çıkarmasınlar.”
“yukarıda söyledi män” |
: |
sıfat (tamlayan) |
“sözler” |
: |
mevsuf (tamlayılan) |
“kendilerden parti istedi fedakârlıklarıŋ = kendilerden particeg isteyildi fedakârlıklarıŋ”
“yukarıda söyledi män sözlerin = yukarıda benceg söyleyildi sözlerin”
# çık— ; çık—(a)r (keniş zaman) ; çık—ar— (faktitif) ; çık—ar—t— (çift faktitif).
# Alıntıdakı körüşler, Adolf Hitler’e ait ér.
Türkçe-21 Sitesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder