02 Haziran 2024

KÖK SÖZCÜK NEDİR?

eski kelime, eski kök, eski sözcük, gövde sözcük, iki sesli kökler, kök sözcükler, kökler, köklerde çift anlam, sözcük kökleri, tek sesli kökler, üç sesli kökler

TÜRKÇE212 [04] KÖK

KÖK SÖZCÜKLER

“Kök”; kelimede her türlü ekler çıkarılınca kalan anlamlı bölüm ér. Kib “yaptırmak” kelimeside kök, “yap—” bölümü ér.

“Kövde”; köklere yapım ekleri kelmeg ilen ortaya çıkan sözcük ér. Kib “yap-tır—”, “yap-(ı)m” kibi.

Kökler; eski Türkçe metinlerden, yerel agızlardan, Türk lehçeleriden yararlanarak bululabilir. Ancak, bulardakı her sözcük, Türkçe kökenli olmayabilir.

Çok kök, hem isim hem fiil ér:

KÖK
AD (isim) Anlamı KILGI (fiil) Anlamı

aç—
AD
ad ad— (tegişik/farklı olmak/émek)
AT
at at—
AZ
az az—
KAÇ
kaç? kaç—
KAT
kat kat—
KAZ
kaz kaz—
ÖD
öd (zaman) öd— (?)
ÖT
öt (safra) öt—
YIL
yıl yıl—

Kenel olarak, neŋ köküŋ “isim anlamı” ile “fiil anlamı”, biri biriden “yeteri kadar uzak” olur [Türkçe’de]. Kib “sor—” fiiliyiŋ yanda, isim olan “sor” sözcükü de var mı, tiye araştırmak uygun olur. Ya da “sor”, isim olarak ne anlamda ér tiye.

Nadiren bazı köklerde, munca olmayabilir. Kib “köç [isim]”, “köç— [fiil]” kibi [göç, göçmek]. Kib munlar, mon biçimde de olabilir; “köç-gü/köç-(ü)g [isim]”, “köç— [fiil]” kibi.

Munlardan kimiler, “istisna [/kural tışı]” olabilir. Kimiler de “yanlış kullanım” olabilir. İyi incelemek kerek [/kerekir].

Bazı kövdelerde de, kib “kerek [kärgäk] (isim)”, “kerek— (fiil)” kibi. [Kib, munlarda, “istisna” mı var, “yanlış kullanım” mı var acaba?]
• Türkçe isim ymä fiil ymä kökler, kenelde, “ünsüz ses ile biten tek hece” biçimde ér;
   “aç, at, az”, “kaç, kat, kaz” kibi.

• Tek ünlüden ibaret kökler de var (munlarıŋ sayı, en fazla 10 olabilir; “a, ä, e, é, ı, i, u, ü, o, ö”) kib:

KÖK
ANLAM
ı nebat, ekin, orman
u— muktedir olmak
ö— tüşünmek (düşünmek)
o 3. tekil kişi adılı

• “Ünsüz+ünlü” ses biçimde birkaç kök var, kib:

KÖK
ANLAM
ba— baglamak, baglı olmak
şöhret, ün, şan, san
kü— korumak
ti—, te—
timek, temek, söylemek
yi—, ye— yimek, yemek
yu— yıkamak

# Ayrıca “ne, bu, şu” da sayılabilir.
Kök kibi körünen ama kök olmag-olmamag olasılıkı da bulunan bazı sözcükler de var:
  • İki heceli; äniŋ son, ünlü ses olanlar; “ele—, yara—, kara” kibi.
  • Tek heceli; äniŋ son, iki ünsüzlü olanlar; “art, art—, sırt, kork—” kibi.
Bu tip sözcüklere dikkatli bakmak, iyi analiz etmek kerek ér. Munlardan kimiler;
  • Kök olabilir,
  • Äniŋ kök yitirilmiş (kullanımdan tüşürülmüş, unutulmuş) kövde olabilir,
  • Tahrip etilmiş kök veya kövde olabilir,
  • Türeyiş mantıkı ilk bakışta anlaşılamayan kövde (köksüg kövde) olabilir.
“Köksüg kövde” tiyişiyin, mon anlamda kullanyır méz:
  • “Kök”ten türemiş,
  • Kendiyiŋ kök ile anlam bagı, açıkça körülemeyen veya ilk bakışta körülemeyen,
  • Tıl bilimciler’iŋ aralarda, “kök mü än kövde mi än” konusuda, ihtilaf çıkmag mümkün kövde sözcük.
Kib “kara” sözcüküyün ele alalım. Bakış açısıya köre mun sözcükte “yapım eki” bulunmayabilir. Fakat başka bakış açısı da belki monca olabilir:
“Kar—”fiili, “karıştırmak, biri biriye katmak” timek ér; yani “belirsiz hale koymak” anlamıyın da çagrıştırır. “Kara”, tün/karanlık renki ér. “Karanlık” da nesnelerin körmegin zorlaştırarak karışıklıka yol açar. Aradakı anlam bagıya köre “kara” kelimesi, “kar—” fiiliden türemiş kövde ér yani köksüg kövde ér... kibi.
Bu turumda “kara” sözcükü, äniŋ üzerde ihtilaf çıkmag mümkün sözcüklerden biri ér. “Kök” mü än “kövde” mi än (veya “köksüg kövde” mi än) konusuda ihtilaf çıkabilir.
Köksüg kövdeler, kenelde köklere tek ses ilave etmek ilen oluşmuş. Mun tek sesler, “ünlüler” ér veya “baglamag ünlüsüz ünsüzler” ér. “Köksüg kövdeler” ile “olarıŋ kökler” arasıdakı anlam ilişkileri, bazen biraz zayıf olabilir veya çok belirgin olmayabilir.

kır— → kır—k—, kır-p— [“kır—(ı)k—” ve “kır—(ı)p—” tügül]
yar— → yar—a, yar—ı
kaz— → kaz—ı—
an— (anmak) → an—t (Tanrı’yın veya kutsal sayılan neŋ şeyin anarak söz vermeg) [“an—(ı)t” tügül]

Tek sesten ibaret bu yapım ekleri, ayrı grup olarak tüşünülebilir kibi körünyür. Veya; “köklere tek ses ilave etmek ilen oluşan köksüg kövdeler”, ayrı konu olarak tüşünülebilir kibi körünyür.
Türkçe’de, yukarıda belirtilen biçimlere uymayan kökler, istisna olarak ve seyrek olarak bulunabilir.

Kib “karşı” sözcüküyüŋ yapı, biraz kapalı-karışık kibi turyur. Yine de mun sözcüküŋ “kök” olmag olasılıkı, pek az ér. Mun sözcük;
  • Äniŋ kök yitirilmiş kövde olabilir,
  • “kar-şı” yapısıda kövde olabilir [“-şı, -şi, -şu, -şü”, az kullanılmış yapım eki olabilir],
  • “kar-(ı)ş-ı → kar-ş-ı ” yapısıda, kövdeden türemiş sözcük olabilir,
  • İki veya daha fazla anlama kelen “kar” köküden türemiş olabilir. Fakat “kar” köküyüŋ bazı anlamlar, yitirilmiş olabilir. Mundun, “karşı”yıŋ türeyiş şekili, anlaşılamayır olabilir, vs, dikkatli incelemek kerekir.

“Sonu çift ünsüzlü” köklere, kövdelere, köksüg kövdelere bakalım. Munlarda, önce “sünebilen sessiz” sonra “sünemeyen sessiz” kelir; “alk, alt, çent, ant, sark, sanç, Türk” kibi.

Sünebilen sessizler: “j, l, m, n, r, s, ş, y, z, ŋ”
Sünemeyen sessizler: “b, c, ç, d, g, k, p, t”
KÖK SÖZCÜKLER KONUSUDA NOTLAR

“Akl, adn” kibi kökler var ése, munlar, büyük olasılık ile yabancı kökenli ér. [Sünebilen sessizler, sünemeyen sessizlerden sonra kelmiş]

Ancak kib “kalıtım” anlamlı “ırk” sözcükü de yabancı kökenli ér. Yine de Türkçe kökenli “ırk” sözcükü var mı, tiye araştırmak kerek ér. Ulayı Türkçe kökenli “ırk” sözcükü “fal” anlamda ér; şimdi “ırk-ıl (falcı, kâhin)” sözcüküde de yaşayır.
“Çift heceli” ve “çift sessizli” sözcüklerin de dikkatli incelemek kerek: Önce “bu, acaba kök tügül de türemiş yani kövde olabilir mi?” tiye şüphelenmek kerek. Daha fazla “indirgenemeyir” ése “kök” kabul etilebilir.

Kib, isim “yara” sözcükü, “yar—” fiiliden türer; “yar-a”.
Ancak “yara—” fiili, daha fazla indirgenemeyir, körünyür. Yine de, “yara—” fiiliye “kök” olabilen Türkçe kökenli “yar” sözcükü, var mı tiye de aramak, uygun olur. Ulayı Türkçe kökenli “yar: tükürük” anlamda sözcük var. Buradan yola çıkarak;

“Yara—” fiili, “yar+a—” biçimde türemiş fiil kabul etilebilir, mon sonuça ulaşılabilir ése:
«“Yar”, keniş anlamda “salgı ; katkı ; üreyiş, çokalış” timek ér. “Tükürük” anlamı, yan anlam ér».
Yoksa “kök” kabul etilebilir.

Kib, ““kork”; “kor” köküden “kor-k” biçimde türemiş”, tiyebilmek için; “kor” ile “kork” arasıdakı togrudan anlam bagı közderilebilmeli.
Türkçe kökenli sözcüklerde, “büyük sesli uyumu kuralı” keçerli ér. Yani Türkçe kökenli neŋ kelimede; ya ince sesliler ya kalın sesliler bulunur. Ancak “tar, keniş” uyumu, kenel tügül: “böri (kurt)”, “orı (kenç erkek)” kibi. Kib ayrıca “börü, oru” tiye de sözcükler var mı tiye, araştırmak togru olur.

Yanya, “böri, orı” sözcükleri “kök” ése; mun “kök”leriŋ yanda ayrıca “börü, oru” biçimde “türemiş” sözcükler de var olabilir. Kib “az—” fiiliden türeyen “az-ı” var kän “az-u (yahut)” sözcükü de var olmag kibi.
“Sesli” ile biten tek heceli kökler, kenelde zamir, edat ulatı ér; “bu, şu, o, ne” kibi.
Nadir olarak “isim” olabilir; “su” kibi [sub → suw → su].
Nadir olarak munca “fiil”ler de olabilir; “ba— (baglamak/baglı olmak)” kibi. Kib mun; kendiden kendiye eş anlamlı sözcük de türetir; “ba— → ba—g → ba—g+la—” kibi.

Şu olasılık da öge kelebilyir: Belki de Türkçe’de, ilkin “ba—” tiye fiil, yok édi. Sonralarda “bag”dakı “g”; “yapım eki” kibi algılayılıp “ba—” fiili ortaya atılmış olabilir, mi acaba?
Yanya “ti—”, “yi—”, “yu— (yıkamak)”, “ö— (tüşünmek)”, “ı (bitki)” ulatı.

Kib “ö—” de “ök—” de “tüşün—” timek ér. Belki de “ög (akıl)” sözcükü, “ö—”den türemiş kövde tügül, “kök” édi. Sonralarda, “ög” köküden “ö—” üretilmiş (ya da “yapılmış”) mı, sorusu da öge kelebilyir.

Yine de kib “ba-, ti-, yi-, yu-, ö-, ı” ulatı, nadir köklerden olmak üzere, “kök” kabul etilebilir.
Zaman içide, “kök”lerde ya da sözcüklerde, ses tegişimleri olmuş;
“kör— → gör—”, “ınan— → inan—”, “köl → göl” kibi.

Kib “ınan”; “ın-an” ya da “ına-n” yapısıda olabilir. Yani “kök”, “ın” ya da “ına” olabilir. “Inan—” sözcüküyüŋ kök olmag olasılıkı çok tüşük ér, kövde olmag olasılıkı, çok yüksek ér.

Benzer şeyler kib “akla—” sözcükü için de söyleyilebilir:
700’lü yıllardan kalan yazılarda “reddetmek, nefret etmek” anlamıya kelen “akla—” sözcükü var.
Mun sözcük; gerçekte “aka+la—” mı, “aka: nefret, red etiş” anlamda mı, tiye tüşünüp araştırmak kerek ér [“ak—  →  ak—a  →  ak—a+la—” mı? “ak+  →  ak+a  →  ak+a+la—” mı?]. Ya da yabancı kökenli mi tiye.

# Ayrıca “ak+la—” fiili var; “temize çıkarmak” anlamıya kelir. Mun turum, tüşündüryür nen “reddetmek, nefret etmek” anlamdakı sözcük, gerçekte “akala—” olmalı ärinç.
“Bu sözcük, şu sözcükten türemiş” tiyebilmek için; olarıŋ aradakı anlam bagıyın közderebilmek kerek ér. Kib “aç-ık-lık” sözcükü “aç-ık”tan, mun da “aç—” fiiliden türemiş; olarıŋ aralardakı anlam bagları, açıkça körülyür. Anlam bagı olmayan sözcükleriŋ arada, türeyiş bagı olmaz.
uk-        : anla—       (700’lü yıllar Türkçesi’den)
uk-tur-    : anla-t—     (“anlamış kılmak” anlamda)
uk-ut-     : anla-t—     (“beyan etmek” anlamda)
uk-ut-tur- : anla-t-tır— (“beyan ettirmek” anlamda)
uk-tur-t-  : anla-t-tır— (“anlamış kıldırmak” anlamda)

kük : yüksek olasılık ile (700’lü yıllar Türkçesi’den)
ög  : akıl  (700’lü yıllar Türkçesi’den)
Kib “su, temir, bakır, tuz” maddeleri için, eskimek veya eskide kalmak tiye bir şey yok ér. Mun maddelere her zaman kerek tuyulur ve kullanılır lär.

Türkçe kökenli kelimeler için ymä eskimek veya eskide kalmak tiye bir şey yok ér; her zaman kullanılabilir lar. Mun tutum, eskicilik veya eskiye özlem anlamıya kelmez.

Benzer şeyler, kib Arabca konuşur-yazar kän Arabca kökenli kelimeler için ymä söyleyilebilir.

# Ek Bilgi: Arabca’da kök sözcükler, kenelde 3 harfli ér;
كتب (KeTeBe: yazdı), قرأ (ĠaRaE: okudu), جاء (Ca^E: keldi), ذهب (ŹeHeBe: kitti) kibi.

Yabancı kökenli sözcükler, Türkçe kökenli sözcüklerin yok etmemeli. Kereken turumda, yabancı tıllardan sözcük alılabilir. Kän neŋ Türkçe kökenli kelimeyin, öldürmemege dikkat etmek kerek ér.
Türkçe-21 Sitesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder