isimden isim yapan ekler, ne, nege, neme, nemen, nen, soru sıfatı, soru zamiri
TÜRKÇE212 [15] NENE (NÄ)
ne? (nä?)
neŋ (herhängi) · nemeŋ (nesne, obje)
näŋ nän
neŋneŋ (herhängi+herhängi, her bir, her)
nämä (neme, şey) · näkä? (nege? ne tiyin? ne için?)
nege? (ne tiyin? ne için?)
nemen? (ne ayrıntı? nasıl?)
Bu Konuyuŋ Özet
neŋ (herhängi) · nemeŋ (nesne, obje)
näŋ nän
neŋneŋ (herhängi+herhängi, her bir, her)
nämä (neme, şey) · näkä? (nege? ne tiyin? ne için?)
nege? (ne tiyin? ne için?)
nemen? (ne ayrıntı? nasıl?)
Bu Konuyuŋ Özet
ne? (nä?)
ne teg? (ne kibi?, nasıl?)
ne-li? (ne ile birlikte?)
ne-lig? (neye sahib?, äniŋ ne var?)
ne? (ne?)
ne-den? (1) (neden? ne sebebden? hängi şeyden?)
ne-den (2) (sebeb, tıltag)
ne-den mon ér (neden şu ér, tıltag şu ér, çünkü, mondun ér)
ne-den mun ér (neden bu ér, tıltag bu ér, mundun ér)
ne-din? (neden? ne sebebden? hängi şeyden? hängi kaynaktan?)
nice (çok, çok sayıda, epey çok) [nece → nice (?)]
nice nice (çok çok, pek çok)
ne? (nä?)
neŋ (herhängi) · nemeŋ (nesne, obje)
# “ESKİ TÜRK YAZITLARI” kitabıda, Köktürk Türkçesi metiniŋ Latin harfli biçimde, monlar kullanılmış:
“Ötükän yir olurup arkış tirkiş ısar näŋ buŋug yok”
“Ötüken yerinde oturup kervan, kafile gönderir isen hiç mihnetin olmaz”
[Sayfa 26, I C 8]
“näŋ yılsıg bodunka olurmadım”
“Muhteşem bir kavmin üzerine hakan olmadım”
[Sayfa 42, I D 26]
“näŋ yirdäki kaganlıg bodunka büntägi bar ärsär, nä buŋı bar ärtäçi ärmiş”
“(her) hangi (bir) yerde hakanlık (bir) millete, (baş olarak bir) serseri olsa, (bundan) ne felaket olacak imiş”
[Sayfa 118, No.56,57]
nä (ne, nasıl, hangi)
näkä (neye, neden)
nänça (kaç, ne kadar)
näŋ (şey, nesne, hiç)
näŋnän (ne, her ne)
[“Sözlük” bölümüden]
HÜSEYİN NAMIK ORKUN, ESKİ TÜRK YAZITLARI, TDK Yayınları.
“ä” yeriye “e”; “ŋ” yeriye “n (italik n)”; “bodun” yeriye “budun”; bazen de “yir” yeriye “yer”.
Ama “sözlük” bölümüde; “e” tügül “ä” kullanılmış, “ŋ” yeriye “n (italik n)” tügül “ñ” kullanılmış...
# Türkçe’de, “ñän” tiye kelime yok. Galiba, “n(ä)ŋ” yeriye, yanlış olarak, “ñ(ä)n” yazılmış. Zaten “paragraf 214”de, “näŋ” olarak var. Şahıs isimi olarak “näŋ” kelimesi var ése; edat olarak “näŋ” kelimesi de, var olabilir. Kib, “can” kelimesiyin; hem “tirilik” anlamda kullanmak, hem “kişi adı” olarak kullanmak kibi.
“näŋ buŋ yok” (hiç sıkıntı yok)
[Paragraf 214’den]
nä (br.) (ne)
näcä (br.) (ne kadar? kaç?)
nämä (ne ise)
nämän (nasıl)
nänça (bir şeye göre)
ñ(ä)n (?) (hiç, herhangi)
n(ä)ŋ (şahıs ismi)
[“Sözlük” bölümüden]
näkä (neye)
näçä (nice?); näçä..., näçä... (ne kadar..., o kadar...)
nänçä (IIN 9, hatalı yer) (bir şeye göre)
[Paragraf 195’den.
ESKİ TÜRKÇENİN GRAMERİ, A. VON GABAIN, Çeviren: MEHMET AKALIN, TDK Yayınları.
# “näçä” → “nice” tönüşümü olmuş kibi körünyür.
Ulayı, “nä-ŋ (ne-ŋ)”; edat olarak, mon anlamlara kelyir ärinç;
“herhängi”, “herhängi bir”, “bir (belirsizlik edatı olarak)”.
# “näŋ (neŋ)”, soru kelimesi tügül; ama soru kelimesi “ne?”den türemiş; äniŋ özde “ne?” sorusuya yanıt bulunan, o için “ne?” sorusu sorulabilen.
# “neŋ”; bazen, “şey” anlamıda da kullanılabilir kibi körünebilir. Ama mun turumda, “neŋ neŋ”; ne anlama kelcek; “herhängi şey” mi, “şey herhängi” mi veya “her” mi?
Mundun, “şey” anlamıya kelen, başka bi kelime kerekli ér ärinç; “neme” kibi. [bak: aşagıda “nämä · näkä”]
“nä-(m)äŋ = ne-(m)eŋ” (nesne, obje, cisim), [anlatıma-cümleye köre, “şey” anlamda da kullanılabilir].
# “-(m)äŋ”; “m” ilen uzatılmış “-ŋ; -(a)ŋ, -(ä)ŋ” ér. “-(m)eŋ” biçimi; Türkçe-21.
# “-ŋ; -(a)ŋ, -(e)ŋ”; “isimden isim yapan ek”lerden biri ér; “-lig” ile yakın anlamlı sayılabilir.
Kib “ayanç-aŋ: saygı teger, saygın, saygı közderilen”, “ayanç-lıg: saygı közderen, saygı-lıg, saygılı olan” kibi.
neŋ (herhängi) • neme (şey) • nemeŋ (nesne, obje) • 1 (sayı olarak “bir”) • öd (zaman)
“Hiç kanguru körmedi män” |
→ |
“1 kez bile kanguru
körmedi män” “1 tane bile kanguru körmedi män” “Neŋ kanguru körmedi män” “Neŋ ödde kanguru körmedi män” “Neŋ yerde kanguru körmedi män” “Neŋ ödde neŋ yerde kanguru körmedi män” “Neŋ ödde neŋ yerde neŋ kanguru körmedi män” |
“Bahçede herhängi şey (hiç bir şey) körmedi män” | → |
“Bahçede neŋ neme körmedi män” |
“Masada herhängi bir şey yok” | → |
“Masada neŋ neme yok” |
“Masada herhängi bir
nesne yok” |
→ |
“Masada neŋ
nemeŋ yok” |
näŋ nän
# Türkçe-21’de “neŋ ne” ér.
• ETG’de monca yazılmış:
• ETY’da şöyle yazılmış:
“näŋnäŋ sabım ärsär, bäŋgü taşka urtum”
ESKİ TÜRKÇENİN GRAMERİ, A. VON GABAIN, Çeviren: MEHMET AKALIN, TDK Yayınları, sayfa 230.
“neŋnen sabım erser, beŋgü taşka urtım” [Sayfa 26]
“[size diyecek] ne sözüm var ise abide taşına vurdum” [Sayfa 27]
ESKİ TÜRK YAZITLARI, HÜSEYİN NAMIK ORKUN, TDK Yayınları, Sayfa 26-27, I C 11.
-
“ESKİ TÜRK YAZITLARI” kitabıda; Köktürk harfli metinde, “ńŋńŃ” kibi
yazılmış. [Sayfa 27]
[Biziŋ közderimde: “ń”; “ä, e, i, ü, ö” sesleri ile kullanılmış “n” • “Ń”; “a, ı, u, o” sesleri ile kullanılmış “n”] - Gerçekte “ń” ile “Ń”; aynı kelimede kullanılmaz édi. [asılda, ünlüler közderilmemiş “ńŋ ńŃ” ése bile]
- Yazım hataları var ärinç.
“näŋ nän sabım ärsär, bäŋgü taşka urtum”
“näŋ nän savım (var) ése, beŋgi taşa vurdu män” [Türkçe-21 biçimi]
“näŋ nän”iŋ en sondakı “n”; acaba ne? Anlamaga çalışalım:
Yukarıdakı anlatımın, İstanbul Agızı, kenelde monca yapar; “Her ne sözüm var ise, bengi taşa vurdum”. Mun anlatımdakı “Her ne sözüm var ise” kısımı, şekil olarak, soru soryur; ama gerçekte soru sormayır.
İstanbul Agızı’dakı mun anlatım, Yazıtlar’da monca yapılmış ärinç; “näŋ nän sabım ärsär, bäŋgü taşka urtum”. Yazıtlar’dakı mun anlatım, şekil olarak da anlam olarak da, soru sormayır. Acaba, “şekil olarak da soru sormasın” tiyin mi; “näŋ nän” yazılmış da “näŋ nä” yazılmamış?
Mun turumda; “nän”deki “n”; “isimden isim yapan ek”lerden biri ér. Mun turumda “nän” de şu ér: “Her ne sözüm var ise, bengi taşa vurdum” cümlesideki “ne” ile aynı anlamda kullanılmış edat. [“nä-n”, soru edatı tügül. “nä-ŋ” de soru edatı tügül.]
“näŋ | nän | sabım (var) ése, beŋgi | taşa vurdu män” | |
≈ | “herhängi | ne | savım (var) ése, kalıcı | taşa vurdu män” |
neŋneŋ (herhängi+herhängi, her bir, her)
Acaba “näŋ”; peş peşe kullanılsa, ne anlama kelir? Yani “näŋ näŋ”, ne anlama kelir?
Türkçe’de, kib monca kullanımlar var; “bir bir, tek tek, kat kat, an an, yavaş yavaş, çabuk çabuk”. Benzer şekilde kullanılsa, acaba “näŋ näŋ”; ne anlama kelir? [Kimi kişler, “an an” timek yeriye “an be an” tir; ne timek ése?]
Kib, “bir bir” için, küncel sözlüklere bakalım. “Birer birer, ayrı ayrı. Olduğu gibi, tam tamına, eksiksiz” kibi anlamlara kelir, tiye belirtilmiş. Ötekilere de bakılabilir...
“näŋ näŋ” ≈ Herhängi herhängi. Hiç hiç. Bir bir (belirsizlik edatı olarak “bir”)
Mun turumda, “näŋ näŋ (näŋnäŋ)”, mon anlama kelir ärinç; “herhängi herhängi, her bir, her, bir bir tümden, birer birer hep, ayrı ayrı tümden”.
“neŋ neŋ savımın, kalıcı taşa vurdu män”,
“neŋ neŋ savımın da kalıcı taşa vurdu män”,
“neŋ neŋ savımın ése, kalıcı taşa vurdu män” cümlesi, hatalı ér. Neden mon ér; mun cümle, şart cümlesi tügül. Monca olabilir; “neŋ neŋ savımın ymä kalıcı taşa vurdu män”.
“Okulda herhängi ögrenci yok”
“Okulda hiç ögrenci yok”
“Okulda bir tane bile ögrenci yok”
“Okulda neŋ ögrenci yok”
“Bir ögrenci sınava kirse, başarılı da olabilir, başarısız da olabilir”
“Neŋ ögrenci sınava kirse, başarılı da olabilir, başarısız da olabilir”
“Neŋ ögrenci, ders çalışmalı”
“Neŋneŋ ögrenciler, ders çalışmalı (lär)”
“Şu okuldakı neŋneŋ ögrenciler sınava kirse, kimi başarılı olur, kimi başarısız olur”
nämä (neme, şey) · näkä? (nege? ne tiyin? ne için?)
Komanca: “caniŋni almeyipsen bolma-çi” (Meryem ilahileri, Marien-Psalter, 23, 2) [“canını boş yere almadın”]; “äç bolma-çı nämägä näk berdiŋ” (ilahiler, “Saginsamen” 3, 1) [“hiç bir olmayacak şeye (değersiz bir şeye) niçin verdin?”]
ESKİ TÜRKÇENİN GRAMERİ, A. VON GABAIN, Çeviren: MEHMET AKALIN, TDK Yayınları, prg 222.
“äç | bolma-çı | nämägä | näk | berdiŋ” |
“hiç bir | olmayacak | şeye | niçin | verdin?” |
• “nämä-gä [←nämä-kä] = şey-e” ése, buradakı “-gä”, “yaklaşmag hali eki” ér ärinç.
Mun turumda, yukarıdakı cümleye köre, “nämä”; “şey” anlamıya kelir.
Mun turumda, “nä+mä”deki “+mä”; “isimden isim yapan ek”lerden biri ér ärinç. Ayrıca, fiillere kelen
“nämä” kelimesi, monca açıklayılmış kibi körünyür; “nä ymä → näymä → nämä”.
352. ymä; (nadiren de:) mä, +ma: Kuvvetlendirme; ayrıca, aynı türden olmayan vasıflıkları ayırır; aslında bir son çekim edatı; bk § 291.
män ymä (U 6,3) “ben de”. ançulayu+ma (MI 13,10) “tam öyle”. ... nämä (TTVII 40,40) “ne ise”
ESKİ TÜRKÇENİN GRAMERİ, A. VON GABAIN, Çeviren: MEHMET AKALIN, TDK Yayınları, prg 352
Fakat “nä-mä”; “nä ymä”den başka kelime ér, kibi körünyür. Munuŋ yapıya bakılır ése, “nä ymä”, “ne de” anlamıya kelir, kibi körünyür: “Armut almış. Ne ymä almış?”; “Ne de almış?” yani “Başka ne almış?” kibi.
“nämä”; “ne ise” anlamda da kullanılabilir mi acaba?
“äç bolma-çı nämägä näk berdiŋ” cümlesideki “näk” de gerçekte, mon ér ärinç;
sondakı ünlü közderilmemiş “nä-kä”:
39 öküş teyin neke korkur biz, az teyin ne basınalım, teğelim tidim. teğdimiz, yayıdımız
39 (Onlar) çok diye niye korkarız. Az[ız] diye neye basılalım. Taarruz edelim dedim. Taarruz ettik, perişan ettik.
- Sayfa 114, “Tonyukuk Yazıtı” bölümü.
nä ne, nasıl, hangi
näkä neye, neden
näñ şey, nesne, hiç
täg gibi, benzer
täg– değmek, erişmek, varmak
- Sözlük bölümü
ESKİ TÜRK YAZITLARI, HÜSEYİN NAMIK ORKUN, TDK Yayınları
“äç”, mon anlamlara kelyir ärinç; “hiç, hiç bir, hiç bir zamanda, hiç bir yerde, asla, bir kez bile, bir adet bile”.
# Farsça kökenli “hiç”, Komanca’da “äç” biçimiye mi kirmiş? Yoksa Türkçe kökenli “äç” tiye kök var mı acaba? Yani sonlardakı “ç”ler, rastlantıdan ibaret mi?
# “Türkçe”den uzaklaşmaglar, Komanca’da, epey var kibi ymä körünyür. Kib, Türkçe kökenli sözcüklerde bile, “büyük sesli uyumu”ya dikkat etilmemiş; “caniŋni almeyipsen bolma-çi” cümlesideki kibi. Ve
# İsimlere kelen “+ma, +me” eki üzeride, biraz kafa yoralım:
Acaba “nä+mä”; “o için «ne?» sorusu sorulabilmek özellikli olan” yani “şey” mi timek?
Acaba “tügme (düğme)” kelimesi de “tüg+me” yapısıda mı? Yani “kumaşıŋ iki zıt yüzey arasıda kitip kelen”, “zıt yüzeyler-yönler arasıda işlemek özellikli olan” anlamda mı? [“tügül (değil) → tüg (zıt)]
Tügüm (düğüm) atılır kän ip, zıt yönlere hareket eter. Bu bakış açısı da “tüg (zıt)”den türemiş olmak ihtimaliyin destekleyir kibi körünyür.
Veya “tügme (düğme)”; monca mı türemiş?
tüg— (düğümlemek)
tüg—meç → düğ—me (iki yakayın baglamak için gereç).
İsimlere kelen “+ma, +me” eki, mon ér ärinç;
“neŋ şeyiŋ özdeki neŋ özellike baglı olarak, isimden isim türeten ek”.
nege? (ne tiyin? ne için?)
Türkçe-21’e köre, yaklaşmag turumu eki, “-a, -e ; -(y)a, -(y)e” ér. Mun turumda, “ne” sözcüküyüŋ yaklaşmag turumu, “neye” olur. Ulayı “näkä → nägä → nege” biçimi de “ne tiyin, niye; ne için, niçin” anlamda kullanılabilir.
· Türkçe-21’de “nege”; Köktürk Türkçesi’de “näkä”. Eski turum ekleriden “-kä”; “-kä → -gä → -ge” yapılıp yapım eki kibi kullanılmış olyur. Tönüşüm, Komanca “nämägä” kelimeside de körülyür. “Birge” kelimesi için de benzer şeyler söyleyilebilir mi?
# “neye” sözcükü var kän “nege” sözcüküye ne kerek var?
Kib, İstanbul Agızı’da, “Yazıyı, neye yazdın?” cümlesi, iki anlama kelebilyir;
“Yazıyın, hängi şeye [kağıta mı, tahtaya mı, cama mı, mermere mi] yazdı sän?” (1)
“Yazıyın, ne tiyin (ne diye, ne için, ne amaç ile) yazdı sän?” (2)
Munlar, net anlatım için, Türkçe-21’e köre, monca olur;
“Yazıyın, neye (kağıta mı, tahtaya mı, bilgisayara mı, taşa mı) yazdı sän?” (1)
“Yazıyın, nege (ne tiyin, ne diye, ne için, ne amaç ile) yazdı sän?” (2)
nemen? (ne ayrıntı? nasıl?)
“nämän” = “nä-(m)än” ér kibi körünyür.
56. +an, +än: Sadakat (Vertrautheit) ifadesi ve kuvvetlendirme (nadiren; yahut eski çokluk ?) bildirir.
ärän UIII 45, 8 “er, erkek, yiğit” (är “erkek, adam”; krş. Ht Y 83 b 10 ärän kırkın “genç kızlar ve genç oğlanlar”)
oglan “küçük çocuk, oğlan” (ogul “oğlan, oğul”)
örtän “alev, alevler” (ört “alev”)
ESKİ TÜRKÇENİN GRAMERİ, A. VON GABAIN, Çeviren: MEHMET AKALIN, TDK Yayınları, paragraf 56.
nämän nasıl
ESKİ TÜRKÇENİN GRAMERİ, A. VON GABAIN, Çeviren: MEHMET AKALIN, TDK Yayınları, Sözlük bölümü.
“-(m)än”; “m” ilen kenişlemiş “-än” ér kibi körünyür.
“Kuvvetli ‘ne?’ sorusu”, ne timek olabilir? “Detay-ayrıntı isteyen ‘ne?’ sorusu” timek olabilir. Mun turumda “nämän?”; “ayrıntı isteyen ‘ne?’ sorusu” olur; “ne ayrıntı(da)? ne tür? ne özellikli? nasıl? ne mene?”
Kib: Müşteri, kırtasiye dükkanıya kirer:
Müşteri | : | Kalem almak isteyir män. |
Kırtasiyeci | : | Nemen kalem? [Ne kalemi? Ne tür kalem? Nasıl kalem?] |
Müşteri | : | Tükenmez kalem. |
Kırtasiyeci | : | Nemen tükenmez kalem? |
Müşteri | : | Kırmızı. |
# Sözlüklerden bak: “ne, ne mene, şey, nesne, herhangi, nasıl”.
Bu Konuyuŋ Özet
ne? | : |
ne? |
nege? | : |
ne tiyin? ne için? [ne+ge] |
neŋ | : |
herhängi, herhängi bir [ne+ŋ] |
nemeŋ |
: |
nesne, obje, cisim [ne+(m)eŋ]
(Türkçe-21 türetimi) |
neme | : |
şey [ne+me]
(Türkçe-21 belirlemegi) |
nemen | : |
ayrıntı ne? nasıl? ne biçim? [ne+(m)en] |
neŋneŋ | : |
herhängi+herhängi, tek tek hep, her bir, her, neŋ neŋ |
Türkçe-21 Sitesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder