01 Haziran 2024

ÜNSÜZ DEĞİŞİMLERİ

Türkçe kökenli kelimelerde ses değişimleri, ünsüz değişimleri, ünsüz yumuşamaları, yabancı kökenli kelimelerde ses değişimleri

TÜRKÇE211 [11] ÜNSÜZ TEGİŞİMLERİ

ÜNSÜZ TEGİŞİMLERİ

1. KÖKLERDE VE KÖVDELERDE, EKLER YAPAR YUMUŞAMAGLAR: “k/ğ, k/g, p/b, ç/c, t/d”
2. KÖKLERDE VE KÖVDELERDE, ÖTEKİ SES TEGİŞİMLERİ
Yumuşamaglarıŋ Neden Ne?
K/G, T/D


1. KÖKLERDE VE KÖVDELERDE, EKLER YAPAR YUMUŞAMAGLAR; “k/ğ, k/g, p/b, ç/c, t/d”:

Bazı sözcükler, sert ünsüzler ile biter. Munlar bazen, ünlü ses ile başlayan ekler alır. Mun turumda, İstanbul Agızı’da, sondakı sert ünsüzler, bazen yumuşayır.
TABANDA YUMUŞAMAG KÖRÜLEN BAZI KELİMELER (İstanbul Agızı’ya köre)

• İsimlerde “-i, -in, -e” ekleriden önce, yumuşamaglar olyur. Ama “-te, -ten” ekleriden önce, yumuşamaglar olmayır (İstanbul Agızı):

çakmak
çakmağ-ı çakmağ-ın çakmağ-a çakmak-ta çakmak-tan
renk
reng-i reng-in reng-e renk-te renk-ten
kitap
kitab-ı kitab-ın kitab-a kitap-ta kitap-tan
kazanç
kazanc-ı kazanc-ın kazanc-a kazanç-ta kazanç-tan
geçit
geçid-i geçid-in geçid-e geçit-te geçit-ten
kap
kab-ı kab-ın kab-a kap-ta kap-tan

# Mun kelimelerde; “-i”, “-(i)m, -(i)miz”, “-(i)n, -(i)niz” ekleriden önce de yumuşamaglar olyur. Ama “-leri” ekiden önce de yumuşamaglar olmayır (İstanbul Agızı).

# “k → g” tönüşümü, İstanbul Agızı’da pek nadir ér; kenelde “k → ğ” tönüşümü olyur.
Yumuşamag Olmayan Bazı Turumlar (İstanbul Agızı):

tok
tok-u tok-un tok-a tok-ta tok-tan
tek
tek-i tek-in tek-e tek-te tek-ten
tank
tank-ı tank-ın tank-a tank-ta tank-tan
sap
sap-ı sap-ın sap-a sap-ta sap-tan

aç-ı aç-ın aç-a aç-ta aç-tan
kat
kat-ı kat-ın kat-a kat-ta kat-tan

# Mun kelimelerde; neŋ iyelik ekiden önce de yumuşamaglar olmayır (İstanbul Agızı).
• Bazı fiillerde mesela “-()r”, “-en”, “-eyim”, “-elim”, “-ince” ekleriden önce körülebilyir (İstanbul Agızı):

git—
gid-(e)r gid-en gid-eyim
gid-elim gid-ince
tat—
tad-(a)r tad-an tad-ayım
tad-alım tad-ınca
et—
ed-(e)r ed-en ed-eyim
ed-elim ed-ince

# Acaba “tat—” ile “tad—”, farklı fiiller mi?
# Acaba “et—” ile “ed—”, farklı fiiller mi?

Çok fiillerde mesela “-()r”, “-en”, “-eyim”, “-elim”, “-ince” ekleriden önce körülmeyir (İstanbul Agızı):

bit—
bit-(e)r bit-en bit-eyim
bit-elim bit-ince
iç—
iç-(e)r iç-en iç-eyim
iç-elim iç-ince
sat—
sat-(a)r sat-an sat-ayım
sat-alım sat-ınca
kat—
kat-(a)r kat-an kat-ayım
kat-alım kat-ınca
tak—
tak-(a)r tak-an tak-ayım
tak-alım tak-ınca
sap—
sap-(a)r sap-an sap-ayım
sap-alım sap-ınca
kap—
kap-(a)r kap-an kap-ayım
kap-alım kap-ınca

Türkçe’de “ek”, “kök”e uyar [“kök”, “ek”e uyar émez]. Yani “ek”, “kök”e uymak için tegişir. Kib eklerdeki ünlü sesler, kalınlaşır-incelir; “yol-cu, gül-cü” kibi. Mun, kenel kural ér.

Fakat “eklerceg tabanlarda yapılmış yumuşamaglar”da; “kök” (veya “kövde”), “ek”e uymak için tegişmiş olyur. Mundun, Türk Tılları’da körülebilen mun olgu, gerçekte Türkçe Grameri’ye aykırı ér kibi körünyür.
# Mun yumuşamaglar, Türkçe-21’de kenel olarak yapılmaz. Sadece zorunlu turumlarda veya istisna olarak yapılabilir. Türkçe-21’de, kib monca ér; “et—” → “et—(e)r, et—en, et—eym, et—elim, et—ince”.
2. KÖKLERDE VE KÖVDELERDE, ÖTEKİ SES TEGİŞİMLERİ

Istanbul Agızı’da, bazı “k/ğ, k/g, p/b, ç/c, t/d” tönüşümleri, bazı kök sözcüklerde de körülyür. Ayrıca, bazı kök sonlarıda, “g/ğ” tönüşümleri körülyür. Örnekler:

700’lü yıllarda köl käz— bäk tal tal— tag täg—
İstanbul Agızı’da göl gez— pek dal dal— dağ değ—
Türkçe-21’de köl kez— bek tal tal— tag teg—
  • 700’lü yıllarda, “b, ç, t, k, s, ş” ile başlar édi olan sözcükler, Türkçe-21’de de mun sesler ile başlar.
  • 700’lü yıllarda, iç-son sesleriden biri “g” édi kökler, Türkçe-21’de de “g” ile ér. “bag, tag” kibi [İstanbul Agızı’da; “bağ, dağ”].

Notlar:
  • Gerçekte “k” sesiyiŋ yumuşak biçim “ğ” émez; “g” ér.
  • Türk Tılları’da kullanılan “ğ” sesi; Arabca’dakı “غ ğayn” sesi émez; “خ khı” sesiyiŋ yumuşak biçim ér.
  • Türkçe kökenli köklerin ve eklerin “khı” ilen (“kh” veya “x” veya başka işaret kullanarak) yazmak yanlış olur. Neden mon ér; Türkçe’de “khı” sesi yok.
  • “Kitab” sözcükü, Arabca kökenli ér. Arabca’da “p” sesi yok. Mundun Türk Tılları’da da “kitab” olarak yazmak, asıla uygun ymä daha togru ymä olmaz mı acaba? Yanya “Arapça” tügül “Arabca” mı olmalı?

“Türkçe’de sesler” konusuda bak: TÜRKÇE212 [05] SESLER
• Köktürk Türkçesi’de kib, “tün (=gece)” kelimesi var. İstanbul Agızı’da, “dün (=önceki gün)” kelimesi var.

Şimdi “dün (=önceki gün)” kelimesiyin “t”li yapar méz ése; “tün (=önceki gün)” biçimiye kelir. Mun tönüşüm, çeşitli anlatım karışıklıklarıya yol açar. Mun turumda, “dün (=önceki gün)” kelimeside, “d → t” tönüşümü yapılamaz. “Dün (=önceki gün)” kelimesi de, “tün (=gece)” kelimesi de kullanılır.

Yanya, en eski belgelerde, “tün (=önceki kün)” tiye kelime yok. Bu açıdan da, “dün (=önceki gün)” kelimeside, “d → t” tönüşümü yapmak için, kerekli tayanak yok.

• Ama, Köktürk Türkçesi’de, kib, “kün (=gün)” tiye sözcük var. İstanbul Agızı’da, “gün (=gün)” sözcükü var. Mun, mon timek ér; zaman içide, “kün” sözcükü, “k → g” tönüşümü ilen, “gün” biçimiye bozulmuş; togru biçim “kün” ér.

# Türkçe-21 Biçimi’de, az sayıda olmak üzere, zorunlu turumlarda, kural tışı turumlar (istisnalar) olabilir.
Yumuşamaglarıŋ Neden Ne?

“Yumuşamaglar”, Türk Tılları’dakı yabancı kökenli kelimeleriŋ yazımlardakı karmaşadan mı togmuş acaba?

Kib, Arabca’dan “kita^b” kelimesi, hatalı olarak, “kitap” olarak alılmış. Ünlü ile başlayan ek alınca “p → b” yapılmış (kelime, kendiyiŋ öze tönmüş); “kitabı, kitabın, kitaba”. Ama “kitapta, kitaptan” olmuş.

Kib, Arabca’dan “ğa^ib” kelimesi (asılda “ğayn” ilen yazılır), hatalı olarak, “kayıp” olarak alılmış. Ünlü ile başlayan ek alınca “p → b” yapılmış (kendiyiŋ öze yarım tönmüş); “kaybı, kaybın, kayba”. Ama “kayıpta, kayıptan” olmuş.

# Arabca’da “gayn/gayın” tiye harf-ses yok; “ğayn” var (til kökü sesleriden ér).

Mun karmaşa, iki ayrı kelimeli yapılara da sıçramış; kib “kayıp oldu” → “kayboldu”. “ğaib oldu” olarak kullanılmag, daha togru olur édi ärinç. [Türkçe kökenli; “yitti” veya “yitik oldu”]

# Türkçe kökenli kelimeler, «ğ» sesi ilen başlamaz. Türkçe’de “ğ” sesi de “غ ğayn” sesi de yok. “ğa^ib (asılda “ğayn” ilen yazılır)” veya yanlış biçim “kayıp”; Türk Tılı’dakı yabancı kökenli kelimelerden ér. “ğ” ile “ğayn”, farklı sesler ér. Yine de “ğaib” yazmak-okumak, “kayıp” yazmaktan-okumaktan, daha togru ér.

# İstanbul Agızı’dan örnekler:

·  “serap, serabı, seraptan”, “şarap, şarabı, şaraptan”, “kasap, kasabı, kasaptan”, “dolap, dolabı, dolaptan”, “garip, garibi, garipten”, “sokak, sokağı, sokaktan”, “tirit, tiridi, tiritten”, “fert, ferdi, fertten”, “hasat, hasadı, hasattan”, “haraç, haracı, haraçtan”, “oruç, orucu, oruçtan” vs lüzumsuz tegişimler.

# “serab, şarab, kasab, dolab, garib, sokakın, tirid, ferd, hasad, harac, oruçun” olmalı lär ärinç.

# Zaman içide, “yumuşamaglar”, Türkçe kökenli sözcüklere de sıçramış, mı acaba?
Kib, Arabca kökenli “şart (şın-re-tı)” kelimesiye bakalım. Mun kelimede, yumuşamaglar körülmeyir; “şartı, şartın, şarta, şartta, şarttan” kibi. Ve “şart oldu”, “şartoldu” kibi [“şardoldu” olmamış]. Kelime, asıla uygun alılınca, karmaşa togmamış, mı?

·  Yanya “şark, şarkı, şarktan”, “sirk, sirki, sirkten”, “sükût, sükûtu, sükûttan”, “fıtrat, fıtratı, fıtrattan”, “sıfat, sıfatı, sıfattan”, “sakat, sakatı, sakattan”, “ifrit, ifriti, ifritten” vs olmuş.
Türkçe kökenli sözcük başlarıdakı bozulmaglar da, acaba, monca mı ortaya çıktı édi? [Arabca alfabesi vb ilen Türkçe’yin yazmaga çalışılan yerlerde ve zamanlarda];

Türkçe’de, kib “k” sesi ilen başlamag kereken bazı sözcüklerin, “ق gaf” harfi/sesi ilen yazmak. [“gaf” sesi, Türkçe’de bulunmayan, Türkçe’ye yabancı ses ér]. “gaf” harfi ilen yazılmış sözcüklerin de; bazen “gaf” ilen söylemek, bazen “g” ilen, bazen “k” ilen söylemek kibi nedenlerden, mi?

Benzer şekilde; Türkçe’de, kib “t” sesi ilen başlamag kereken bazı sözcüklerin; bazen “ت te” ilen yazmak, bazen “ط tı” ilen, bazen “د dal” ilen, bazen “ض dzat” ilen yazmak, kibi nedenlerden, mi?
# Bu blog’da, yabancı kökenli kelimelerdeki ses tegişimleri konusuda, titiz tavranılmamış olabilir. Çünkü yabancı kökenli kelimeler, Türkçe-21 Biçimi’deki ana konulardan émez.
K/G, T/D

Türkçe kökenli bazı sözcükler var. Munlar İstanbul Agızı’da “g” sesi ilen başlayır. Munlar, 700’lü yıllardan kalmış belgelerde, “k” sesi ilen başlayır. Türkçe-21’de de “k” sesi ilen başlar lär.

K
gece, (kiçä “gece, akşam”) (tün “gece”) [“ön tün: akşam” mı? “son tün: tan” mı? ön tan(?) son tan(?)]
geç— (käç— “geçmek”, kaç— “kaçmak”)
geç (kiç)
gel—
gemi
genç
genel (kiŋ “geniş, mufassal”dan kük) (kiŋ-il “genel” mi?)
geniş (kiŋ “geniş, mufassal”dan kük)
ger— (käril— “gerilmek, uzatılmak”)
gerek (kärgäk)
geri (kirü)
getir— (kälür— kälir—), [Türkçe-21: käl-ür— → kel—tir— → ketir—]
gevşek (köwşäk)
geyik (käyik, kiyik)
gez—
gibi, (kib “örnek, misal” → kib-i “gibi”)
gir—
git—
giy— (käd—)
gizle—
göçür— (köçür—)
göğüs (kögüz)
gök (kök, kög)
göl
gölge (köligä)
göm—
gönül (köŋül)
gör—
göster— (körtkür—), (Türkçe-21’de: köz-de-r—, kör-dür—)
götür— (kötür—, ködür—) (“kit— → kit-tir— → kit-ir— → kötür—” mü?)
götürül— (kötrül—) [“kötür-ül—”]
gövde (köwtüŋ “gövde, vücut, beden”)
göz
gözet— (küzät—) (Türkçe-21: köz—ed—)
güç
gül—
gümüş
gün
güneş
günü (küni)
güt— (küt— “gütmek, beklemek”)
güvenç (küwänç)
güvercin (kögürçkän)
güveyi (küdägü)
güz
güzel (körtlä) [Türkçe-21: köz-el]
Türkçe kökenli bazı sözcükler var. Munlar İstanbul Agızı’da “d” sesi ilen başlayır. Munlar, 700’lü yıllardan kalmış belgelerde, “t” sesi ilen başlayır. Türkçe-21’de de “t” sesi ilen başlar lär.

T
dağ (tag)
dal
dal—
dala—
damak (tamgak)
damar
damga (tamga, tamka)
damlat— (tamış—)
dar
darıl— (tarın—)
davar (tawar, tıwar)
davran— (tawran—, tabran— “acele etmek, davranmak”)
dayan—
de— (ti—) (Brahmi Yazısı’da: “te—”)
değ— (täg—)
değirmen (tägirmän)
değirmi (tägirmi)
değiş— (tägşür—)
değiştiril— (tägşil—)
deli (tilwä)
delin—
demir
dene— (täŋ “Ölçü, ölçek, terazi. Denk, benzer, müşabih.”den kük)
denge (täŋ “Ölçü, ölçek, terazi. Denk, benzer, müşabih.”den kük)
denk (täŋ “Ölçü, ölçek, terazi. Denk, benzer, müşabih.”)
depre— (täprä— “depremek, titremek, sarsılmak”)
der— (tir— [2]) “derlemek, toplamak”)
deri (täri)
deril— (tiril— “toplanmak”)
derin (täriŋ)
deve (täwä, täbä)
devir— (täwir— “devirmek, çevirmek”)
devril— (täwril—)
dış (taş “Dışarı, dışarıda. Taş”), [Türkçe—21’de: Taş “taş”, Tış “dış”]
didin— (titin—)
dik—
dil— (→ tilgän “tekerlek”)
dil (til, tıl)
dile—
dinle— (tıŋla—, tiŋlä— “yazıtlar’da”)
dinlen— (tın— “dinlenmek, derin nefes almak”, tın “nefes, hayat”)
dip (tüp)
dire—
direk (tirgük, tirägük)
diri (tir— [1] “yaşamak”, tirig “diri”)
dirilt— [tirgür— “diriltmek”, tir—i(g), tir—i+l—]
diş
dişi
diye (tiyin)
diz
diz—
dizi (tizig)
doğ— (tog—, tug—)
doğan (togan)
doku— (toku—, tokı—)
dokuz
dol—
dolan— (tolgan—)
dolu (tolı, tolu)
domuz (toŋuz)
don (tonagu, tonangu “elbise”) (“ton” Türkçe mi, asılda “thauna” mı?)
don— (toŋ—)
donan— (tonan—gu “elbise”)
doru (torug, toruk)
doy— (tot—, tod—)
döğ— (tög-i “kabuku çıkarılmış darı”, tötüş, tödüş “kavga, mücadele”) (yanya bak. “düğü”)
dök—
döl
dön— (toŋtar— “dönmek”, töŋit— “yıkmak, yıkılmak”) (Türkçe-21: “tön—”)
dört
döşek (töşäk)
döv— (bak. “döğ—”)
dul
dumağı (tumagu)
duman
dur—
duru (turug, turuk)
durul— (turul—)
duy— (tuy—)
düğüm (tügün) (Türkçe-21: “tügüm”)
düğümle— (tüg—)
dünür (tüŋür)
dür— (tür—)
dürt—
düş—
düş (tüş-ä— “rüya görmek”)
düz
düz—

# Türkçe-21’de, kerekli turumlar tışıda, kenelde “ä” yeriye “e” kullanılır.
• Köktürk Alfabesi terk etilince, alfabeleriŋ arada yalpalamak çagları başlamış édi. Sogd Alfabesi teneyilmiş. Sonra Brahmi Yazısı teneyilmiş. Sonra “Arab Alfabesi ilen Türkçe yazmak” teneyilmiş. Mun yalpalayışlardan kalan bozulmaklar lär ärinç.

• Türkçe’ye, biziŋ şimdiki alfabeyiŋ zarar yok (Şimdiki Türkiye Türkçesi alfabesi kastetilyir - 2010).
BAZI TEGİŞMEYENLER
dek
tek
demin [Türkçe mi? Farsça mı? “dem: zaman, çağ”dan mı?]
timin (derhal, hemen, çabukça)
danış—
tanış—
dudak
dün (önceki gün)
tün (gece)
dürüst (Farsça)
gerçi (sözlüklerde “Farsça” olarak verilmiş)
gerçek (“köni”) [“gerçek” ile “gerçi (her ne kadar, ise de, vakıa, olgu)” aynı kökten mi?]
gerçekleş— [“köni+k—” Türkçe-21]
gırtlak
gömlek
gönder [Mun isim, sözlüklerde, Yunanca kökenli “kontari”den olarak belirtilmiş]
gönder— [Mun fiil, sözlüklerde “Türkçe kökenli” olarak közderilmiş. Ama kök ne, ek ne; “gön+der—” mi, “gön—der—” mi? “gön: tabaklanmış deri”? Veya hatalı olarak fiil kibi kullanılmış “kontari” mi?]
Türkçe-21 Sitesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder