açık anlatım, anlaşılır anlatım, bu yüzden fakat ve veya yani diye, cümle, cümle başı edatı, cümle başı edatları, cümle sonu edatı, cümle sonu edatları, son çekim edatı, son çekim edatları, tümce
TÜRKÇE213 [09] CÜMLE BAŞI EDATLARICÜMLE BAŞI EDATLARI
CÜMLE BAŞI EDATLARI
SON ÇEKİM EDATLARI
SON ÇEKİM EDATLARI
Cümle Başı Edatı
415. Bir cümle, ekseriya, daha önceki cümle ile mantıkî bir bağlantı oluşturan kısa kelimeler yahut çok az uzun olmayan kelime guruplarıyla başlatılır. Bundan dolayı, bunlar, “bağ” terimi yerine, daha genel olan “cümle başı edatı” adına daha uygun düşer. Fonksiyonları cümle belirleyicisininkine benzer.
Şekil olarak, cümle başı edatları
1. zarf fiiller, yani kısaltmalı olarak kullanılan son çekim edatlarıdırlar:
ymä “ve”;
yana “yine”;
ötrü “o halde”;
ötkürü “ötürü”;
azu “yahut, veya”;
udu (W39; To 56) “sonra”;
ulayu (KS 24) “ve”;
ulatı (AI) “ve”.
416. 2. Yer yer isim soylular dolaylı halde bulunurlar:
ançata “takiben, ondan sonra”;
nägüdä (UII 5,14) “bundan dolayı”;
adınta (UII 35,26) “diğer yandan”.
417. 3. Bazı cümle başı edatlarının yapılışı müphemdir:
takı “dahi, ayrıca, ve”;
birök (<bir? +ök) “şimdi, fakat”;
inçip “fakat”;
kaltı “ki” (bu kelimenin, bundan başka bir çok özel fonksiyonları var) 58;
täk “fakat, yalnız, sadece”:
bo ät’özümin isirkagüm idi kälmäz; täk biziŋa näçükin ärsär, amraklartın adırılguluk ämgäk bolmazun ärti tip korkar män (Suv, 609,2) “bu vücudumu esirgeme isteğim gelmez hiç; sadece, sevgilerden ayrılmak ızdırabı olmasın diye korkarım”.Bu seyrek görülen täk, cümle belirleyicisi olarak, bir defa bir zarf fiilden sonra gelir (bk. § 438).
418. 4. Kelime yığılmaları:
iyä basa “sonra”;
azu yana “veya”;
takı ymä “ve ayrıca”;
inça kaltı “böyle, bunun gibi”;
anta basa “sonra”;
turum ara “esnasında, bu arada”;
ançulayu... kaltı... “ gibi, ki...”;
apam birök “şimdi fakat (kaldı ki)”.
419. Bu cümle başı edatlarının manaları ve kesin farklı gramatik yapıları ayrı bir araştırmaya konu olacak niteliktedir.
ESKİ TÜRKÇENİN GRAMERİ, A. VON GABAIN, Çeviren: MEHMET AKALIN, TDK Yayınları
Cümle Başı Edatları
Bunlar cümleleri mânâ bakımından birbirine bağlayan edatlardır. Başında bulundukları cümleyi ileriye veya geriye bağlarlar. Fonksiyon bakımından başlıcaları şu guruplara ayrılırlar:
1. «fakat» ifadesi taşıyanlar: fakat, lâkin, ancak, yalnız, ama (amma), eskiden lik, velîk, velî.
2. «eğer» ifadesi taşıyanlar: eğer, şayet, eskiden ger.
3. «gerçi» ifadesi taşıyanlar: gerçi, vakıa, her ne kadar, eskiden egerçi.
4. «çünkü» ifadesi taşıyanlar: çünkü, zira, eskiden çün, çü.
5. «mademki» ifadesi taşıyanlar: mademki, madem, eskiden çün, çü, çünki, çünkim, mâdâm, mâdâmaki.
6. Netice ve izah ifade edenler: meğer (meger), binaenaleyh, öyle ki, oysa, oysa ki, şöyle ki, nitekim, halbuki, kaldı ki, üstelik, belki, hatta, imdi, yani, mamafih, zaten, zâti, bari, keza, hakeza, kezalik, kâşki, hazır, bilhassa, demek, demek ki, şu halde, öyleyse, özellikle.
7. Benzerlik ifade edenler: âdeta, sanki, nasıl ki, güya, nitekim, eskiden nite kî, nice ki, san.
8. Şarta ve dereceye bağlama edatları: tek, yeter ki, meğer ki, velev, velev ki, tâ ki, illâ, illâ ki. (......)
9. «aksi halde» ifadesi taşıyanlar: yoksa, aksi halde, aksi takdirde.
10. hele edatı: gel hele, hele gel gibi. (......)
SON ÇEKİM EDATLARI
Bunlar çekim eki vazifesi gören edatlardır. Sona gelirler. (......) Başlıca son çekim edatları şunlardır:
ait; başka; beri; böyle; dâir; değin; dek; diye; doğru; dolayı; evvel; gayri; geri; gibi; göre; için; ile; kadar; karşı; mâda; nazaran; önce; öte; ötürü, ötrü; rağmen; sıra; sonra; taraf; üzere, üzre; yana
(......)
ÜNİVERSİTELER İÇİN TÜRK DİLİ, Prof Dr MUHARREM ERGİN, BAYRAK BASIM/ YAYIM/ TANITIM, Sayfa 343 vd
· “Son Çekim Edatları” timek yeriye “Cümle Sonu Edatları” timek, daha togru olur kibi körünyür.
VE (ve, yanı sıra ;; yana, ulayu)
ANLATIM | CÜMLE BAŞI EDATLARI’LI BİÇİMİ |
Kög gürültüleri, şimşekler arasıda yagmur yagyır. |
Kög gürleyir. Ve şimşekler çakyır. Bu arada yagmur yagyır. Yagmur yagyır. Ve kög gürleyir. Ve şimşekler çakyır. |
«Äniŋ sular yollardan taşıp apartman kapılarıyın yalayan şiddetli yagmuruŋ yagmaga pencere camlarıyın parçalacak kibi titreten kög gürlemegi eşlik eter kän çevreyin kündüze çeviren şimşekler çakyır.» →
«Äniŋ sular yollardan taşıp apartman kapılarıyın yalayan şiddetli yagmur yagyır. Ve pencere camlarıyın parçalacak kibi titreten kög gürlemegi, änä eşlik etyir. Ve çevreyin kündüze çeviren şimşekler çakyır.»
# «... kög gürlemegi eşlik etyir. Kän çevreyin kündüze çeviren şimşekler çakyır.»
[“... kög gürlemegi eşlik etyir. Munca kän ...”]
# Kib “Ali ve Veli, ögrenci ér.” cümlesideki “ve”, cümle başı edatı émez (yani cümle başı edatı olarak kullanılmamış).
# “ve”, Arabca bir kelime ér. Arabca’da, cümle başlarıda da bol bol kullanılır. “Türkçe’de, cümleler, «ve» ile başlamaz” kabulü, kişisel ve kereksiz bir yorumdan öteye keçemez.
# Kimi kişiler, “ve” kullanımı konusuyun, Arablar’dan daha iyi bilyir émiş lär galiba. Mun kişiler, “ve” anlamıda bir Türkçe kökenli kelimeyin, bulup veya türetip kullanmagın da bilmeli édi lär ärinç. ☺
# Cümle başlarıda, “ama, lâkin, fakat, binaenaleyh” kullanılabilir émiş; “ve” kullanılamaz émiş. İlginç! ☺
VEYA (veya, ya da ;; azu) • AZU YMÄ (veya da, yahut da, veyahut)
ANLATIM | CÜMLE BAŞI EDATLARI’LI BİÇİMİ |
Kög gürleyir veya patlamag oldu. | Kög gürleyir. Veya patlamag oldu. |
“Ali, eve varınca, matematik çalışçak. Azu fizik sınavıya hazırlancak. Azu ymä bir süre roman okucak.”
“Ali, eve varınca, matematik çalışçak azu fizik sınavıya hazırlancak azu ymä bir süre roman okucak.” [Mun anlatımda, cümleleriŋ sonlara “nokta” koyulmamış. Üstteki anlatım biçimi, daha uygun ér.]
Mun anlatım, monca yapılsa da önemli hata sayılmaz:
“Ali, eve varınca, matematik çalışçak. Azu fizik sınavıya hazırlancak. Azu bir süre roman okucak.”
Mon anlatımlarda “azu, azu ymä”; cümle başı edatı émez:
“Ali, eve varınca; matematik azu fizik azu ymä kimya çalışçak.”
“Ali, eve varınca; matematik azu fizik azu kimya çalışçak.”
SONRA (sonra, takiben, ardından ;; udu, ançata, iyä basa, anta basa)
ANLATIM | CÜMLE BAŞI EDATLARI’LI BİÇİMİ |
Yagmur yagdıktan sonra küneş açtı. | Yagmur yagdı. Sonra küneş açdı. |
AMA (ama, fakat, yalnız, ancak, lâkin, buya rağmen, yine de ;; inçip)
ANLATIM | CÜMLE BAŞI EDATLARI’LI BİÇİMİ |
Çok yagmur yagdı ése de barajlar tolmadı. Çok yagmur yagmış olsa da barajlar tolmadı. |
Çok yagmur yagdı. Ama barajlar tolmadı. |
Çok yagmur yagmaga rağmen barajlar tolmadı. | Çok yagmur yagdı. Buya rağmen barajlar tolmadı. |
BU YÜZDEN (bu yüzden, budan tolayı, budan ötürü, binaenaleyh ; mundun ;; ötkürü, nägüdä)
ANLATIM | CÜMLE BAŞI EDATLARI’LI BİÇİMİ |
Yagmur yagmag yüzüden yerler ıslandı. |
Yagmur yagdı. Bu yüzden yerler ıslandı. Yagmur yagdı. Mundun yerler ıslandı. |
ÇÜNKÜ (çünkü ; neden mon ér ;; tıltag)
ANLATIM | CÜMLE BAŞI EDATLARI’LI BİÇİMİ |
Yagmuruŋ yagmagdan tolayı yerler ıslandı. |
Yerler ıslandı. Çünkü yagmur yagdı. Yerler ıslandı. Neden mon ér; yagmur yagdı. Yerler ıslandı. Neden (/tıltag), yagmur yagmag édi. Yerler mondun ıslandı; yagmur yagdı. Yerler ıslandı. Mondun ér; yagmur yagdı. |
Yagmur yagmag nedeni ile yerler ıslandı. |
Yagmur yagdı. Bu nedenden yerler ıslandı. Yagmur yagdı. Mundun yerler ıslandı. Yagmur yagdı. Bu tıltagdan yerler ıslandı. |
“Yerleriŋ ıslanmag, yagmur yagmag nedeni ile ér.” »
“Yerleriŋ ıslanmagıŋ neden mon ér; yagmur yagmag.”
“Yerleriŋ ıslanmagıŋ neden mon ér; yagmur yagdı.”
TİYİN
“Yagmur yagdı tiyin, yerler ıslandı.”
“Yerler ıslandı; yagmur yagdı tiyin.”
“Sabaha tegi çok şiddetli yagmur yagdı tiyin, her taraf köl kibi oldu.”
“Her taraf köl kibi oldu; sabaha tegi çok şiddetli yagmur yagdı tiyin.”
“Sabaha kadar bardaktan boşanır kibi yagmur yagdı tiyin, her taraf köl kibi oldu.”
“Her taraf köl kibi oldu; sabaha kadar bardaktan boşanır kibi yagmur yagdı tiyin.”
“Sabaha tegi bardaktan boşanır kibi yagmur yagdı. Munca yagdı tiyin, her taraf köl kibi oldu.”
İÇİN (700'lü yıllarda “üçün”)
“Ali, başarılı olmak için, tüzenli ders çalışır.”
“Ali, tüzenli ders çalışır; başarılı olmak için.”
“Ali, başarılı olmak ister. Mun için, tüzenli ders çalışır.”
KİBİ (kibi, benzer, teg ;; täg)
“Bardaktan boşanır kibi yagmur yagdı.” [“Yagmur, bardaktan boşanır kibi yagdı.”; tagınık cümle.]
“Yagmur yagdı; bardaktan boşanır kibi.”
“Yagmur yagdı. Bardaktan boşanır kibi édi.”
“Sabaha tegi bardaktan boşanır teg yagmur yagdı tiyin, her taraf köl teg oldu.” →
“Sabaha tegi yagmur yagdı. Bardaktan boşanır teg édi. [Yagmurdan] her taraf köl teg oldu.”
“Sabaha kadar bardaktan boşanır kibi yagmur yagdı. Mun kibi yagışlar, sele neden olabilir.”
DEK (dek, değin, kadar; tegi ;; tägi)
“Barajlar toluncaya tegi, yagmur yagdı.”
“Yagmur yagdı; barajlar toluncaya tegi.”
“Yagmur yagdı. Barajlar toluncaya tegi yagdı.”
Yagmur yagdı. | + | tiyin | + | Yerler ıslandı. | = | Yagmur yagdı tiyin yerler ıslandı. |
Ali ders çalışır. | + | ése | + | Başarılı olur. | = | Ali ders çalışır ése başarılı olur. |
Ali okula kiter. | + | kän | + | Veli’ye rastladı. | = | Ali okula kiter kän Veli’ye rastladı. |
Mon körülyür; cümleleriŋ başlarda ve cümleleriŋ sonlarda kullanılabilcek çok edat var. Burada, olardan kimilere tegindi méz.
Mun edatlar, “kısa cümleli anlatım” yapabilmek için de önemli ér. Kısa cümleli anlatım; yazıyıŋ kolay, çabuk, tam anlaşılmagın saglar. [Kısa cümleli anlatım, yazıyın kolay, çabuk, tam anlaşılır kılar.] Mun turum,
Bazı edatlarıŋ bazı kullanımların örneklemek için, yukarıda bazı cümleler kullanıldı. Kib “Bardaktan boşanır kibi yagmur yagdı.” cümlesi. Uygulamagda, munca kısa cümlelerin parçalamak, zorunlu émez. Fakat okuyucu zor anlacak uzun cümlelerin parçalamak kerek.
Bu sayfada, bazı edatlar, “cümleler arasıda bag” açısıdan ele alıldı. Bu edatlarıŋ başka körevler de var. Kib “Sözüm, Ali için tügül.”, “Bu ekmek, pamuk kibi ér.” kibi.
Kerek olur ése, kerek kadar, yabancı tıllardan sözcük alılabilir; mun konuda sıkıntı yok. Ama acaba “azu” yeriye “veya” keçmiş olmag; Türk Tılı için gerçek neŋ kelişim olarak körülebilir mi?
ÖRNEK
İstanbul Agızı biçimi:
«Saçaklarda, kırık kiremitler arasındaki yuvalarının insanî sefaletini duymayan mesut serçeler, sanki başka bir bayramın zevkini sürüyorlarmış kibi cıvıldayıp, uçuşuyorlar, sevinçlerinden kaplarına sığamıyorlardı.» [Ömer Seyfettin’den]
Türkçe-21 biçimleri:
Saçaklarda, kırık kiremitleriŋ aralardakı kendileriŋ yuvalarıŋ insanıl sefaletin tuyunmayan mesut serçeler; cıvıldayıp uçuşyur lär, sevinçten kendileriŋ kaplara sıgamayır édi lär. Başka bir bayramıŋ zevkin süryür kibi édi lär.
Mesut serçeler; saçaklarda, kırık kiremitleriŋ aralardakı kendileriŋ yuvalarıŋ insanıl sefaletin tuyunmayır édi. Başka bir bayramıŋ zevkin süryür kibi édi lär. Cıvıldayıp uçuşyur édi lär, sevinçten kendileriŋ kaplara sıgamayır édi lär.
Saçaklarda, kırık kiremitleriŋ aralarda, serçeleriŋ yuvalar var édi. Mesut serçeler, ol yuvalarıŋ insanıl sefaletin tuyunmayır édi. Başka bir bayramıŋ zevkin süryür kibi édi lär. Cıvıldayıp uçuşyur édi lär, sevinçten kendileriŋ kaplara sıgamayır édi lär.
Türkçe-21 Sitesi